Yol haritası devrede, Kürtler hukukunu uygulayacak / Erdem Can

Bir süredir devam eden tek taraflı eylemsizlik sürecinin sona erdiğine ilişkin KCK açıklaması farklı yorumlara neden oldu. Özellikle PKK lideri Abdullah Öcalan’ın geçtiğimiz hafta İmralı Adası’nda avukatlarıyla yaptığı görüşmede 21 Mart’a kadar çatışmasızlığın devamı için hassasiyet gösterilmesi çağrısı Türk basını tarafından her zamanki gibi çarptırıldı. Oysa İmralı Adası’nda devletle yapılan görüşmelerin sürdüğünü söyleyen Öcalan 21 Mart’a kadar da bir takım gelişmelerin beklentisi içerisinde olduğunu ifade etti.
Çözümün sağlanması için son derece hassas bir siyaset yürüten Öcalan ve KCK’ye karşılık AKP Hükümeti’nin lakayt bir tutum içinde görülüyor. Oysa Öcalan eylemsizlik kararının alınmasından önce özellikle AKP’nin iktidara geldiği 2002’den itibaren sorunun çözüleceği vaadiyle kendilerinin sürekli oyalandığı bundan sonra bu tip bir oyalamaya müsade etmeyeceklerini kesin bir dille açıklamıştı. Geçmişte olduğu gibi bugün de Kürt siyasetini doğru okuyamayan Ankara İktidarı ve İstanbul basını da bu nedenle 21 Mart’a kadar çözümden yana tavır alıp barış siyaseti ve barış gazeteciliği yapmak yerine her zamanki duruşunu sürdürecek gibi gözüküyor.

12 Eylül referandumunda yaşanan boykot ile Ankara’nın inkarcı politikalarını kabul etmediğini açık bir biçimde ortaya koyan Kürt tarafı o günden itibaren Ankara’nın karşılıksız bıraktığı doğal taleplerini kendileri hayata geçirmeye başladı.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK)’nın bügün Kürdistan’ın en geniş katılımlı, en geniş temsil gücüne sahip politik örgütlenmesi olduğu kesindir. DTK bünyesinde yapılan çalışmaların hayata geçiriliş hızı ve kararlılığı, DTK’nın aynı zamanda bölgenin en etkili siyasi iradesi olduğunun da göstergesidir. DTK kuruluş şemasından, temsil yeteneğine kadar örneği olmayan özgün bir yapılanmadır.
Kısa bir süre önce Yüksekova sokaklarında kendini gösteren ardından Hakkari ve Diyarbakır’da karşılaştığımız “KCK Asayiş” kalkanlarının münferit birer gösteri aksesuarı olmadıkları yine Yüksekova’da ortaya çıktı. Geride bıraktığımız bir ay içerisinde geçmişte Şemdinli’de yaşanan bombalama olayına benzer iki girişim Yüksekova halkı tarafından suçüstü yapıldı. Birincisinde kaçarak polis lojmanları bölgesinde kaybolan bombacıya karşın, ikincisi sefer halk tarafından yakalanan şahsın polis olduğu ortaya çıkınca durum resmi makamlarca da kabul edilmek zorunda kaldı. Ancak bu kdar önemli olan olay Türk basını tarafından görülmedi.
KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan’ın yaptığı son açıklamalar son derece önemlidir. Başbakan’ın kendilerine heyetler gönderdiğini söyleyen Karayılan, “yetkisiz” bu heyetlerle kendilerinin oyalanmak istediğini söylüyor.
Karayılan’ın konuya ilişkin değerlendirmesi aynen şöyle: “İpler Başbakan Erdoğan’ın elindedir. Şuraya-buraya gönderdiği devlet memurlarına herhangi bir inisiyatif vermezse, istedikleri kadar gelip tartışsınlar sorunu nasıl çözecekler? Çözüme dönük söz konusu heyetlere inisiyatif vermeli ki, sorun çözülsün. Bu konuda hiçbir adım, hiçbir inisiyatif durumu olmaksızın, gidin ikna edin diyor. Peki, pratik bir adım olmadan nasıl ikna edecekler? Kuru kuruya ikna mı olur? Biz çocuk muyuz? Ortada bir toplumsal dava var. Pratik adımlara ihtiyaç vardır. Karşılıklı ciddi bir güven sorunu vardır. Karşılıklı güven arttırıcı bazı adımlara ihtiyaç vardır. Bunu sizin atmanız gerekiyor. Hep karşı taraftan fedakarlık beklemekle olmaz. Oyalama taktikleriyle nereye kadar gidilecek? Kısaca eğer bu konuda farklı bir yaklaşım var deniliyorsa önümüzdeki üç haftalık zaman bunun için büyük bir fırsat sunmaktadır. Buyurun adım atın diyoruz.”
Newroz’a kadar geçecek sürenin önemi bu sözlerden çok açık anlaşılıyor. Ancak daha da önemli bir pratik adım da 21 Mart’a kadar hükümet tarafından KCK davasında somut bir adım atılmaması durumunda ortaya çıkacak gibi görünüyor. Karayılan’ın AKP’nin bu tutumunu sürdürmesi karşısında kendi hukuklarını uygulayacaklarını açıklaması önemlidir.
Karayılan’ın, “Eğer AKP hükümeti Kürt siyasi temsilcilerine karşı politikasını değiştirmez ve bu biçimde tutuklamaya devam ederse o zaman biz de Kürdistan’da topluma karşı suç işlemek konumunda olan çeşitli partiler veya AKP’de bulunup da suç işleyen kişileri tutuklamak durumunda kalacağız. Onlar tutukluyorsa o zaman Kürdistan savunma güçleri de suç işleyenleri tutuklama hakkına sahip olacaktır. Eğer AKP hükümeti bu politikasından vazgeçmez ve bunu devam ettirirse o zaman savunma güçleri de mahkemenin hakkında tutuklama kararı çıkardığı kişileri bu biçimde tutuklamak suretiyle gereken hukuki işlemleri yapacaktır. Bizim de yasalarımız vardır. Ve hukukumuz vardır” açıklaması, Öcalan’ın Yol Haritası’ndaki “Öz Savunma” ilkesinin sistemli olarak yaşama geçirileceğini gösteriyor. Sorunun çözümüne ilişkin beklentilerin karşılanmaması durumunda “Kürdistan Savunma Güçleri”nin Kürt illerinde faal olarak görev yapacakları anlaşılıyor.
Görülüyor ki, bu sene Nezrow kutlamaları her anlamda tirihi bir niteliğe sahip olacak. Aynı şekilde 21 Mart eşiği, 12 Haziran milletvekili genel seçimlerine uzanan yolda da bir milat olacak. Bu durumda, yeni oluşacak parlamento ya Ankara’nın çözüm yolunda attığı somut adımların enerjisi ile bir çözüm parlamentosu olacak ya da AKP Hükümetin’nin zamana yayarak tasfiye etme eğilimi tarafından teslim alınan bir parlamento olacak. Dolayısıyla seçim süreci de buna göre şekillenecek.
Karayılan’ın açıklamaları da göstermektedir ki 21 Mart’a kadar güven verici bazı adımlar atılmadan, “eski tas, eski hamam” umursamazlığı ile gidilecek seçimlerde bağımsız Kürt adaylar üzerinde oluşturulacak baskıya karşılık KCK’da kendi hukukunu hayata geçirecek. Buna göre Kürt illerindeki sistem partisi adayları için devlet eli ile boşaltılan siyaset meydanında da yeni bir hukuk bu boşluğu dolduracak.
Bir bütün olarak yukarıda sözü edilen gelişmelere bakıldığında Kürt Özgürlük Hareketi’nin Kürt sorununun barışçıl çözümü için Öcalan’ın ortaya koyduğu yol haritasını pratiğe dönüştürmeye başladığı görülüyor.
AKP Hükümeti sorunun çözümü için tarihi önemdeki Yol Haritası’nın ehemmiyetini hali hazırda kavramamış gibi görünmekte. Oysa önümüzdeki dönemde Kürt Hareketi’nin pratik politik programı Yol Haritası’nın ekseninde şekilleneceği şimdiden görünüyor.

canerdem2126@gmail.com
ANF NEWS AGENCY




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder