"Libya'ya Saldırının Amacı Petrol Değil Ayaklanmayı Kontrol Etmek" - KORKUT BORATAV

İktisatçı Boratav, Batılı devletlerin Libya saldırısının arkasında petrol olmadığını söyledi. Bunun bir çarpıtma olduğunu söyleyen Boratav'a göre, asıl amaç, yükselen muhalif hareketi kontrol etmek.
"Saldırıyı petrolle açıklamanın bir gerçekliği yok. Libya petrolünü zaten çokuluslu şirketler yönetiyordu. Böyle yorumlamak saptırmak olur. Mesele toplumsal ayaklanmaları kontrol etmek."
İktisatçı Korkut Boratav, Arap dünyasındaki muhalif hareketi, Libya saldırısını ve Türkiye'nin tavrını bianet'e değerlendirdi. Boratav özetle şunları söyledi:

* Arap dünyasındaki halk ayaklanmaları Batılı devletlerin beklediği bir şey değildi. Bu hareketlerin kendilerinin istemediği doğrultuda gelişme potansiyeli vardı.

* Mısır ve Tunus, Arap dünyasında sınıf platformunun siyasete dönüşme imkanı olan ülkeler. Bu ayaklanmaları kontrol etmek istediler. Libya'da olayın seyri daha farklı oldu.



* Saldırıyı petrolle açıklamanın bir gerçekliği yok. Libya petrolünü zaten çokuluslu şirketler yönetiyordu. Böyle yorumlamak saptırmak olur.

* Batılı devletler, Arap halklarının ilerici hareketini kontrol etmek istedi. Bahreyn'de Suudileri görevlendirdiler. Libya'da da Arap Birliği ile Türkiye'yi maşa olarak kullanmak istiyorlar.
"İnsan hakları bahane ediliyor"

* Ortadoğu'da ve Arap dünyasında, Latin Amerika'dakini andıran ilerici hareketlerin yeşermesini önlemek istiyorlar. Petrolü zaten kontrol ediyorlardı. Mesele toplumsal ayaklanmaları kontrol etmek.

* Batılı devletler, laik ve sol tabanlı muhalif hareketlerin iktidara gelmesini engellemeye çalışıyor. Ancak Tunus'ta emekçi tabanlı sol hareketlerin başarı şansı kaybolmadı.

* Toplumun iç sorunları halk tarafından çözülür. Konuşulan "rejim değişikliği" lafı çok önemli. Bu, emperyalizmin bütün coğrafyalara, Çin'e kadar müdahale hakkını ortaya koymasıdır. İnsan hakları bahane edilerek rejim değişikliği sözkonusu ediliyor.

* Fransa, İngiltere, ABD kana boğulmuş devletlerdir. İngiltere, bir milyon insanın ölümüne sebebiyet verdi, hesabını vermediler. Fransa Ruanda'daki katliamın hesabını vermedi.
"Meclis neden gizli oturum yapıyor?"

* Türkiye de şimdi buna katılıyor. Meclis neden gizli oturum yapıyor? ABD, İngiltere, Fransa harekata gizli oturumla mı başladı? Utançlarını kamuoyuna taşımak istemiyorlar. Gizli oturuma muhafelet katılmamalı.

* Türkiye'nin Libya konusunda ne karar aldığı belli değil. Gürültü ve şamatayla kervana katıldılar. Türkiye esas olarak Libya'ya yönelik emperyalist saldırıyı manevi ve lojistik olarak destekliyor.

* Yeni aşamada ekonomik durumun nasıl şekilleneceğinin bu kopan gürültüyle ilgisi yok. Libya lideri Muammer Kaddafi yenilirse, rakipleri Türkiye'ye "Sen de katılmıştın, gel buyur" diyerek ekonomik sürece dahil edecek. Ancak Kaddafi ayakta kalırsa, Türkiye operasyona aktif katılımı nedeniyle geri plana itilebilir.

* Türkiye emperyalizmin yeni operasyonuna katılıyor. Ancak bu ekonomik hesapları yapacak perspektifin mevcut olduğunu sanmıyorum.
"Hükümet kamuoyunu şaşırtıyor"

* Hükümet kararsızlığını, "Biz aktifiz" şamatasıyla yansıtıp kamuoyunu şaşırtıyor, buna da kimse karşı çıkmıyor. CHP de başta Hükümet'i destekledi, karnından konuşuyor.

* ABD'nin saldırgan projelerinin arka planındaki ekonomik çıkarları her zaman istedikleri gibi sonuçlanmıyor. Örneğin Irak'ta petrole tam olarak el konulamadı.

* Libya ikiye bölünecek mi? Bingazi'ye kim hakim olacak? Bu soruların cevaplarını bilmiyoruz.

* Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Davos'taki "one minute" çıkışı Arap kamuoyunda AKP'ye prestij kazandırdı. Ama Arap ülkelerinin yönetici kadrolarında Türkiye'ye karşı büyük bir güvensizlik var.

* Hükümet'in eski Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ile Suudi liderlere aldığı tavır arasında büyük fark var. Bu Arap liderlerde güvensizlik yarattı. Arap dünyasının sözü geçen liderleri, Türkiye'yi güvenilir müttefik olarak görmüyor. (AS/EÖ)

 Ayça SÖYLEMEZ
ayca@bianet.org
İstanbul - BİA Haber Merkezi 
bianet alıntısıdır.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder