Arap dünyasında ayaklanmaların yaşandığı bir dönemde, birçok hükümetin, bakanın, kurum ve şahsiyetinin otoriter ve diktatör rejimlerle olan kirli ilişkileri de bir bir ortaya çıkıyor. Türkiye’de devlet kurumlarına nüfuz eden ve başta Kürtlere karşı olmak üzere birçok “siyasi operasyonun” arkasındaki güç olarak da değerlendiren Fethullah Gülen Cemaati, özellikle otoritere ve diktatör Arap ülkelerinde geniş faaliyet alanlarına sahip. Eğitim ve İslam adı altında yapılan faaliyetlerin yanı sıra, iktidarlarla yakın ekonomik ve siyasi ilişkiler içinde bulunuyor. Arap devrimlerinin yaşandığı bir sırada Türkiye’nin kendisini model olarak öne sürmesi, gözleri Gülen Cemaati’nin bu ülkelerdeki faaliyetlerine yöneltti.
FRANSIZ BAKAN NE DEMEK İSTEDİ?
Geçtiğimiz günlerde dış ticaretten sorumlu Fransız Bakan Pierre Lellouche, “Ama Arap dostlarımın istediği en son şey Osmanlıların geri dönüşüdür” demişti. Lellouch, “Arap dünyasında ne kadar kriz olursa, bu o kadar liderlerinin yerinin Türkiye tarafından doldurulmasını teşvik eder” iddiasında bulunmuştu. Türk devletinin Arap ülkelerindeki temel ayaklarından birisini Gülen Cemaati oluşturuyor. Gülen okullarında yoğun bir eğitimden geçirilen, zaman zaman Türkiye’ye getirilip “Türkleştirilen” öğrenciler, ülkelerine döndüklerinde bire mürit olarak görev yapıyor.
SUUDİLER HOŞ KARŞILAMIYOR
Gülen Cemaati Suudi Arabistan’da hoş karşılanmıyor. Bu yüzden açık faaliyetlerine izin verilmiyor. Ancak Türk devletinin resmi okullarıymış gibi burada iki okul açtılar. Şiddetli çatışmaların yaşandığı Libya ile de Türk devletinin sıkı ilişkileri var. Öyle ki, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, insan hakları ödülünü Kaddafi’nin elinden aldı. Gülen Cemaati’nin ise burada 5 okulu bulunuyor.
YEMEN’DE 12 OKUL VAR
Gülen hareketinin en aktif olduğu Müslüman ülkelerden biri Yemen. Burada hem iktidar, hem radikal dinciler, hem de ABD ile olan içli dışlı ilişkiler dikkat çekiyor. Yemen genelinde Fethullah Gülen tarikatına bağlı 12 okul var. Başkent Sana’da, biri ilköğretim, biri anaokulu ve biri de lise olmak üzere üç okul bulunuyor. Ülkenin ikinci büyük kenti Aden’de, lise, anaokulu ve ilköğretimden oluşan üç okul bulunurken, biri başkentte olmak üzere ülke genelinde üç de Türkçe dil kursu var.
PARA NASIL TRANSFER EDİLİYOR, TİKA’DAN MI?
Dünyanın diğer birçok bölgesinde olduğu gibi Yemen’deki okulların nasıl finanse edildiği şeffaf değil. Ancak Türkiye’de cemaate yakın iş adamları, dernekler, vakıflar ve yurtlardan gelen paraların buralara aktarıldığı tahmin ediliyor. Gülen okullarının bulunduğu ülkeler ile Türkiye arasında, iş adamları vasıtasıyla köprü kurulduğu ifade ediliyor. Başbakanlığa bağlı Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı’ndan (TİKA) bazı iş adamları ile Konya Sanayiciler ve İş Adamları Derneği’nin para akışında rol oynadığı bildiriliyor. TİKA’nın birçok ülkede faaliyetleri var. Şimdiki MİT müsteşarı Hakan Fidan da 2003 yılında TİKA Başkanlığı’na getirilmişti. TİKA’nın Fethullah Gülen tarikatının denetimine geçtiği yönünde de güçlü iddialar var. Gülen tarikatına ailece bağlılığı olan Fidan’ın bir dönem başkanlığını yaptığı bu kurumda MİT memurlarının da bulunduğu kaydediliyor.
YURT DIŞINDAKİ OKULLAR NASIL FİNANSE EDİLİYOR
Yemen’de bulunan güvenilir bir kaynaktan alınan bilgilere göre Yemenli zengin iş adamları ile Türkiye’deki iş adamları ortak iş yapıyorlar. Yurtdışındaki okullar, Gülen tarikatının oluşturduğu bir sistem çerçevesinde finanse ediliyorlar. Türkiye’deki her ilde belirli iş adamları ve oluşturulan dernekler, sorumluluğu kendilerine verilen yabancı ülkelerden birindeki okullara para aktarıyor. Örneğin Yemen’deki Gülen okullarından sorumlu olan il Konya iken, Suudi Arabistan’daki okulları Van ili, Umman’ın başkenti Mustak’taki okulları ise Antep ili finanse ediyor.
Kaynağımız, Yemen’den sorumlu Konyalı iş adamlarının dört ayda bir Yemen’i ziyaret edip para ve yardımda bulunmak için okulların durumunu değerlendirdiğine dikkat çekiyor. Bir üniversite inşaatının devam ettiği ülkede Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, Ocak ayında Yemen’e yaptığı ziyarette başka bir endüstri meslek lisesinin açılışını yapmıştı. Gül, Türk şirketlerinin bu ülkede 1,5 milyar dolar civarında proje üstlendiğine dikkat çekmişti. Halen inşaatı süren üniversitenin Eylül ayında açılması bekleniyor. Üniversiteye ise Abdulhamit Işık adının verileceği belirtiliyor.
ASİMİLE EDİLİP GERİ GÖNDERİLİYORLAR
Bu okullarda genelde Gülen tarikatına mensup öğretmenler bulunuyor. Her öğretmen ortalama üç yıl ülkede kaldıktan sonra görev yerleri değişiyor. Türkiye’de özellikle Kürtlere karşı asimilasyon merkezleri olarak işleyen Gülen okulları Yemen’de de İslami örtü altında siyasi hedefler güdüyor. Bulundukları Müslüman ülkelerde baskıcı iktidarlarla yakın ilişkide bulunan Gülen tarikatı, okullarında yetiştirdikleri öğrencileri de ülkenin siyasi geleceğine hazırlıyor.
Her yıl başta Türkçe okuma yarışmaları olmak üzere Türkiye’de düzenlenen çeşitli etkinliklere dünyanın farklı yerlerindeki Gülen okullarından öğrenciler gönderiliyor. Yarışmada derece alan öğrencilere Türkiye’de eğitim verilerek “2 yıl kalma fırsatı” tanınıyor. Ancak bu süre içerisinde Türk kültürü, yaşamı ve dili öğretilerek, yoğun bir asimilasyondan geçiriliyor. Öğrenciler kendi ülkelerine döndüğünde ise birer Gülen müridi oluyorlar.
CIA BAĞLANTILI BİR ÖĞRETMENE SALDIRI
Afrika ve Arap ülkelerinde öğretmenlik yapanlar genelde çifte vatandaşlık sahibi olanlardan oluşuyor. Yemen’deki Gülen okullarında çalışan öğretmenlerin yarısı Alman vatandaşı Türklerden oluşurken diğer yarısının Amerikan vatandaşlığına sahip olduğu öğrenildi.
Gülen tarikatının Yemen iktidarı ile hem siyasi hem de ekonomik olarak derin bağları var. Yemen Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’e yakın kişilerin Osmanlı Türkleri ve bunların dedelerinin Osmanlı askerleri olarak Yemen’e geldikleri belirtiliyor. Burada evlenip çocuk sahibi olan askerlerin torunlarının bugün 2 binin üzerinde bir nüfusa sahip olduğu tahmin ediliyor. Kendilerine Osmanlı Türkü diyen bu kişiler Harat ve Damar bölgelerinde yoğunluklu olarak yaşıyor.
Yemen’de Temmuz 2009 yılında Gülen Cemaati’ne bağlı bir kişi El Kaide tarafından CIA bağlantılı olduğu gerekçesiyle saldırıya uğramıştı, bu kişinin tedavisi de Türkiye’de yapılmıştı. Bu olay Saade bölgesinde yaşanmıştı. Bölgede Gülen Cemaati’ne bağlı bir okulda öğretmenlik yapan çifte vatandaşlığı olan Türk öğretmenin, bazı öğrencilere para vererek gerilla savaşı veren Huti hareketinin resim ve görüntülerini çekmelerini istediği iddia ediliyor. Öğrencilerden birinin bu durumu ailesine bildirmesi ardından Huti militanları öğretmene saldırı düzenledi. Olayda öğretmen yaralı halde kurtuldu. Şii mezhebinin Zeydi koluna bağlı olan Huti aşiretlerine mensup militanlar 2004’ten beri ülkenin kuzeyinde devlet güçleriyle çatışıyor. İran tarafından desteklendiğine dair iddialar var. 2010’da Şii isyancılar ile Yemen iktidarı arasında ateşkes imzalandı.
AMERİKAN BÜYÜKELÇİLİĞİ İHALESİ FETHULLAHÇILARIN
Arap Yarım Adası’ndaki en büyük Amerikan Büyükelçiliği’nin de Gülen tarikatına yakın bir şirket tarafından inşa edildiği kaydediliyor. Bu firma Türkiyeli işçiyi çalıştırıyor. Sana’daki elçilik binası Kombasan şirketi tarafından yapılıyor. Taşeron olarak ise Zafer İnşaat dekorasyon ve bazı küçük işlerler uğraşıyor. Her iki şirket de Gülen Cemaati’ne olan yakınlığı ile tanınıyor.
EL ZINDANİ İLE İŞBİRLİĞİ
Cemaat çevreleri bir yandan Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’e göz kırparken diğer yandan El Kaide bağlantılı olduğu iddia edilen radikal İslamcı Abdul Mecid El Zindani’ye de destek sinyalleri veriyor. Bu nedenle Yemen Devlet Başkanı’nın, Gülen cemaatiyle ilişkide olduğu belirtilen birçok kişiyi hapse attırdığı ancak Türk devletinin girişimleri sonucu serbest bırakılarak sınırdışı edildikleri iddia ediliyor.
Muhalefet olarak sunulan El Zindani’nin partisinin ise şaibeli ilişkileri halen tartışılıyor. İddialara göre Saddam rejimi El Zindani’ye yüklü miktarda para vererek parti kurdurdu. Saddam’ın da bir kızı halen Yemen’de, Zindani’nin korumalığında yaşıyor. Ayrıca Zindani’ye bağlı bir televizyon kanalı da var. Fethullah Gülen cemaati ile Samanyolu TV’nin, bu televizyon kanalının altyapısı ve eleman yetiştirilmesinde yardım ettiği öğrenildi. Sözkonusu televizyon kanalı Kuveyt ve Dubai’den yayın yapıyor.
MAXİME AZADİ-ANF
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder