Hayalleri olmayan bir Çingene ne işe yarar?
Bir Hıdrellez günü
açıp içindeki ışıkları, yüreğini aşka bağlamıştı Perhan. Tanrı bile yeryüzüne
indiğinde Çingeneleri görünce, ilk uçakla geri dönmemiş miydi? Sevgilerini,
aşklarını tabutlara yerleştirip ateşler içinde yanan sulara
bıraktılar...
Üstüne gölge düşen bir halkın türküsüydü "Çingeneler Zamanı".
Palmiyeleri, altınları, kanları, canları, ödülleri, festivalleri geçiniz,
hepsinin ötesinde sinemanın sanattan çok, büyü olduğunu haykırır gibiydi.
Kızkardeşini yürütebilmek için bir çetenin elemanlığına soyunan, emeksiz
kazandığı paranın hayallerini körleştirip onu bozacağı bir serüvenin kadersiz
yolculuğuna soyunmuştur Perhan. Görüntü yönetmeni Vladi Flac'ın eşsiz Hıdrellez
görüntüleri eşliğinde, bir ara Perhan'ın babaannesine yönelen Kusturica kamerası
ve o ince gözyaşları nasıl bir zamana tanıklık ettiğimizi anlatacaktır. Bu,
Çingeneler Zamanı'dır...
Emir Kusturica, alttan alta Tito Yugoslavya'sının
eriyişini, bundan duyduğu derin hüznü Perhan'ın kişiliğinde yansıtır. Bunun
ötesinde, derin şiirsellik filmin her karesine yüzyılın önemli çağdaş
ozanlarından Goran Bregovic'in müziğiyle yansıyacaktır. Kusturica, daha
sonraları "Arizona Dream"de de sık sık kullanacağı ruhun bedenden yükselişini,
gelinlik metaforuyla "Çingeneler Zamanı" için ölümsüz kılacaktır.
Anlatılan,
horlanan, kabul görmez bir halkın hikayesidir de, Kusturica öyle anlatır ki,
günahıyla sevabıyla kimsenin kimsede hakkı kalmaz. Anlatılan bu kederli zaman
Çingeneler'e çalar ama bir ırkı anlatmanın insanı anlatmaktan geçtiği çok iyi
bilinir. Emir Kusturica, daha sonraları Bosna'ya saldırıların arttığı bir
dönemde Amerika'da film çekme hayalini gerçekleştirecek, çocukluğunun kahramanı
Jerry Lewis ile çalışma imkanı bulacak ama pek çokları tarafından da, bu nedenle
eleştirilecektir. Fellini'nin de dediği gibi "herkes hayatında ancak bir film
çekecekse", Kusturica'nınki "Çingeneler Zamanı"dır...
Çalışmayan linkler için yorum kısımına uyarıda bulunmanızı önemle talep ederiz.