Ruhi Su Anısına (Biyografisi) / Belgeseli İZLE - Seçmeleri DİNLE

Ruhi Su'nun, Osmanlı'nın son döneminde, 1912'de Van'da başlayan, acılı, ama mücadelelerle dolu anlamlı yaşamı 20 Eylül 1985'de son buldu.
Osmanlı'nın çöküş yıllarını, 1. Dünya Savaşı'nın(1914-1918) yıkıcı günlerini, Adana'nın Fransız ve İngilizler tarafından işgali sonrası Toroslarda geçen "kaç kaç" yıllarını çocuk yaşlarda yaşadı. 5-6 yaşında savaşın nasıl bir şey olduğunu yaşayarak, seferberlik türküleri dinleyerek, öğrenerek, söyleyerek geçirdi. Bu dönem Ruhi Su'nun çocuk ruhunda müzikal duygularının da geliştiği bir dönemdi.
Adana'ya dönüşte(10 yaşında) evlatlık olarak yaşadığı ailesinden ayrılıp, öksüzler yurduna yerleşti ve gerçek anlamda tek dostu, arkadaşı olan ve ölümüne kadar O'nu yalnız bırakmayan, besleyen; yalnız bırakmadığı, beslediği "müzikle" yaşam yolculuğu da gerçek anlamda başlamış oldu.
1936 yılında kemanı bırakıp ses sanatçısı olmaya karar verdi. Bu karar O'nun için bir dönüm noktası oldu.1936-1942 yıllarında opera sanatçısı olarak bir çok temsilde yer aldı. Operada çalışırken aynı zamanda da halk türküleri derleme çalışmalarına devam ediyordu. Bu yıllar Ruhi Su'nun siyasi olarak biçimlendiği yıllardı.1943-1945 yıllarında Ankara Radyosu'nda türküler söyledi. Her pazar saat 10'da"Bas Bariton Ruhi Su Türküler Söylüyor" adıyla çok dinlenen ve beğenilen program, bir süre sonra söylediği Alevi deyişleri ve nefesleri nedeniyle "Komünizm propagandası yaptığı"gerekçesiyle Mesut Cemil tarafından yayından kaldırıldı. Operadan uzaklaştırıldı. O yıllarda Sıdıka Su ile tanıştı. Türkiye Komünist Partisi ile tanışması da o yıllara rastlar.1950'lerin başlarında dönemin iktidarının başlattığı "cadı avında" O da tutuklanır.
Ünlü"Sansaryan Han" da 5 ay tutulur, tabutluk tabir edilen daracık hücrelere atılır, işkencelerden geçer. Sonra 3,5 yıl "Harbiye Cezaevi”nde kalır. Sıdıka Su da aynı yerdedir. Evlilikleri de bu ceza evinde gerçekleşir. Resimler yapar, el işleri üretir. Derlemelerine mahkûmlardan dinledikleriyle devam eder. Mahkûmlardan oluşan bir koro kurar. 1958'de cezaevi dönemi biter, "Çumra Sürgünü" başlar. Yaklaşık bir yıl sonra bir yetkilinin de araya girmesiyle Ankara'ya, Sıdıka Su'nun yanına döner. İşsizlik dönemi... Eşya taşıma işiyle ekmeğini kazandığı günler... Ilgın Su'nun doğumu... Sonra Atıf Yılmaz'ın çektiği "Karacaoğlan'ın Kara Sevdası" filmi müziği için Adana'ya gider.40 gün derlemeler yapar ve film için bir koro oluşturur. Film sonrası ailesini Ankara'da bırakıp, İstanbul'a "Taksim Gazinosu" nda türkü söylemek için gelir. Yaşamı boyunca İMECE dayanışması ve markasıyla 16 adet 45'lik ve 11 adet de LP çıkarır.Geride çok sayıda yayınlanmamış türkü kaydı bırakır. Şiirler yazar. Korolar kurar ve yönetir. Sorumlu bir aydın, bir yurtsever olarak toplumsal hareketleri sesiyle ve sazıyla destekler. TİP eylemlerinde ve etkinliklerinde, 1 Mayıs' larda her zaman vardır...
RUHİ SU SEÇMELER 
 

RUHİ SU BELGESELİ