Süleymaniye’de 21 Şubat Pazartesi günü düzenlenen gösterilere yaklaşık 2 bin kişi katıldı. Şehir hastanesi çalışanları da gösteriye işyerlerinde yaptıkları eylemin ardından katılırken, hastane çalışanlarından Dr. Kawa Sabah, “Protestocularla birlikteyiz ve protestolara katılıyoruz” dedi. Geçtiğimiz hafta göstericilere öldürücü biçimde ateş açılmasının üzerine üniversite çalışanları da protestolara katıldı.
Protestolar, Irak Kürdistanı’ndaki başka şehirlere de sıçramış durumda. Pazartesi günü Kalar, Dervendişan ve Halepçe’de gösteriler gerçekleşirken, önümüzdeki günlerde bunları başka gösteriler izleyecek. Karal ve Dervendişan’daki protestolara 200’er kişi katılırken birkaç kişi gözaltına alındı.
Pazartesi günü Süleymaniye’de 17 yaşındaki Şerko Muhammed isimli gösterici polis kurşunuyla öldürülürken, geçen hafta silahla vurulan Surkiu isimli bir gösterici de hastanede hayatını kaybetti. Aynı gün 47 kişinin de yaralandığı bildirildi.
Irak Kürdistanı’nda iktidarda olan partiler Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtsever Birliği (PUK), muhalefet liderlerile “müzakerede bulunmayı” istediklerini iddia ediyor. Ancak var olan muhalefet partisi Goran (değişim) ise buna hayır diyor ve hükümetin istifasını talep ediyor. Goran, sürece temkinli yaklaşıyor ve protestolara doğrudan katılmıyor. İlk girişim, gençleren gelmiş durumda.
Bölgedeki diğer yönetimler gibi KDP de daha fazla şiddet uygulamakla tehdit ediyor. KDP liderlerinden Fazel Mirani, birilerinin KDP parti merkezine saldırması halinde “ellerinin kesilmesinin gerektiğini” söyledi. Protestocular ise bu tehdide, böyle bir şey olması halinde onların da Mirani’nin tüm kolunu keseceklerini belirterek yanıt verdiler.
ABD emperyalizmi ile yakın işbirliği
KDP ve PUK, ABD’nin 1991’deki ilk Irak işgalinden bu yana iki parti arasında 1994-96 arasında gerçekleşen çatışmalar haricinde Kürdistan’ı özerk bir bölge olarak birlikte yönetiyor. ABD ile yakın işbirlikleri ve Irak Kürdistanı toplumunda görünüşte diğer yerlere oranla görece sakin durum, Irak’ın geri kalanıyla karşılaştırıldığında bölge halkının yaşamında esaslı bir farka neden olmamış durumda. Günde yalnızca 10 saat elektrik veriliyo ve temiz içme suyu yok. Yoksulluk ve işsizlik yaygın. Çoğu zaman sadece polis veya asker istihdam ediliyor ve bu KDP ve PUK’un devasa bir polis ve güvenlik aygıtı kurduğu anlamına geliyor.
Öfke şu anda KDP üyesi Devlet Başkanı Barzani’ye ve yolsuzluk düzeyine odaklanıyor, ancak protestocular aynı zamanda birçok toplumsal endişeyi irdeliyor, özellikle de kitlesel işsizliğin sona erdirilmesini talep ediyor.
Bütün bölgedeki devrimci hareketlerden güç alan Irak genelindeki protesto hareketinin, örgütlü bir güç olarak grevler ve işçi katılımıyla gücünü arttırması gerekiyor. Mısır ve Tunus, diktatörlerin devrilebileceğini, aynı zamanda mücadelenin devam etmesi ve bütün bir kapitalist sisteme yönelmesi gerektiğini gösterdi.
http://www.socialistworld.net/doc/4876 adresinde yayımlanan metinden yararlanılarak hazırlanmış. Gerçegin Günlüğü alıntısıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder