SUÇU İŞLEYEN İSRAİL, CEZA İRAN’A KESİLİYOR*

Yazarı: Kourosh Ziabrari ** Çeviri: Nizamettin Karabenk

İran milleti süper güçlerin çifte standart davranışlarına yabancı değildir. İran’ın Doğu ve Batı ile olan ilişkiler tarihi düzenbazlık, iffetsizlik ve sahtekârlıklarla doludur. Son günlerdeki, İran’ın nükleer programı konusunda ABD önerisi, Rusya destekli Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin yaptırım kararı, büyük güçlerin İran’a karşı adil ve samimi olmadıklarını gösteren yüzlerce örnekler arasından sadece bir tanesidir.
Uluslararası Topluluk işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria’da meşruiyeti olamayan İsrail yönetimi tarafında alçakça, durmak bilmeyen ve acımasızca işlenen cinayetlere tanıklık ederken, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) yabancı müdahalesi olmaksızın, sivil amaçlı, yerli nükleer programını geliştirmek istediğinden dolayı, bölgedeki en barışçı ve barışsever İran yönetimine karşı sürekli, adil olmayan, tek taraflı ve haksız yaptırımlar uygulanması yönünde körü körüne karar almıştır.
İran’a karşı sürekli yaptırımların uygulama kararı, BMGK’nin geçen yıl alınan, Tel Aviv’den kuşatmaya son verilmesini ve insani yardımların kuşatma altındaki bölgeye transferine imkân verilmesi talebinde bulunan 1860 sayılı kararın ihlal edilerek, İsrail’in Gazze Şeridini abluka altına almasından hemen sonra alınmıştır. İşin daha da ilginç yanı, BMGK’nin alınan İran’a karşı kararı, Uluslararası Topluluğun Türkiye’den yola çıkıp Gazze Şeridine doğru giden insani yardım konvoyuna yapılan İsrail saldırısına karşı kesin ve açık tepkilerin beklediği zaman alınmıştır.
20 Barış aktivistinin hayatına mal olan ve 50 kişinin de yaralanmasına neden olan Özgürlük Filosu botlarına yapılan İsrail son saldırısı, Deniz Seyrüseferi Güvenliğine karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesine ilişkin Roma Konvansiyonu ve Cenevre 4.Konvansiyonu hükümlerini açık ve kesin olarak ihlal anlamına gelir. Burada, basit bir soru soralım: Özgürlük Filosuna saldırıda bulunan İran olsaydı, acaba, neler yaşanırdı? Bu durumda, BMGK’nin tepkisi aynı olur muydu?
Çifte standart uygulanmasının milliyeti, ırkı, yeri ve zamanı yoktur. Beyaz Saray, geçen 4 ay zarfında, yasadışı yolardan İran’a giren ve yasaları ihlal ettiklerinden dolayı şimdilerde mahkeme huzuruna çıkacakları günü bekleyen Amerikan vatandaşı 3 hikerkonusunda sürekli olarak İran’a saldırmaktadır. Amerika’nın bu resmi makamları, “Operation of Sea Breeze / Deniz Meltemi Operasyonu” sırasında öldürülen Türk-Amerikan Lisesi öğrencisi, 19 yaşındaki Furkan Doğan’ın öldürülmesinin protesto edilmesi konusunda tek bir kelime söylediler mi? İsrail askerleri yardım malzemesi taşıyan gemiye girerken ve ABD’nin eski Irak ve Moritanya Büyük Elçisi Edward Peck ‘i alırken bir şey dediler mi? Aynı makamlar, İran ABD’nin eski bir Büyük Elçisini tutuklasaydı, acaba, aynı şekilde davranırlar mıydı?
İsrail, uluslararası topluluğu son derece kaygılandıran, kaba kuvvete dayalı, insanlık dışı bir yapıya sahip Siyonist Rejimin ne olduğunu bir kez daha dünyaya gösteren, korkunç bir operasyon sonucunda 37 ülke vatandaşına saldırmıştır. Kamuoyunda öfkenin artmasını önlemek amacıyla saldırıyı kınayan birçok Avrupalı yetkili, İsrail makamlarını direk olarak hedef almamak için en yumuşak ve en müphem bir dil kullanmak üzere ellerinden geleni yapmışlardır. Hiç bir şahsiyet, gıda maddesi, sağlık malzemesi, yakıt, gaz, tekerlekli sandalye, yeni bir altyapı ve barınak ihtiyacı olan savunmasız sivillerin herkesin gözü önünde katledilmesi konusunda Tel Aviv’i sorumlu tutmayı göze alamamıştır. 40 yılı aşan bir zamanda, İsrail 9000’den fazla Filistin hanesini yıkmıştır ve şimdiye kadar hiçbir uluslararası kuruluşun kapatmasını/inşa işini başaramadığı Açık Havva Hapishanesinde 1,5 milyon kişiyi tutmaktadır.
İsrail, kendi başına buyruk olarak, uluslararası kuralları çiğnemekte, BM ve İnsan Hakları Örgütlerinin çağrılarına karşı gelmekte, sefalet ve mahrumiyet içerisinde kalan Filistinlilere sempati ile bakan kendi vatandaşlarının çağrılarını duymamaktadır. BMGK ise işlenen bütün bu suç ve cinayetlere kayıtsız kalmakta ve İsrail tersanelerinde mevcut bulunan 200 nükleer başlığı görmezlikten gelerek, kendi sivil amaçlı nükleer programını geliştirmeye çalışan İran’a yaptırım uygulama kararını alarak ülkeyi cezalandırmaktadır.

*Global Research ca’da
16 Haziran 2010 Tarihinde yayınlanmıştır.
**İranlı bir gazeteci ve yazar. Çok sayıda röportajı yayınlamıştır. İngilizce Almanca, İtalyanca, Arapça ve Türkçe dillerini biliyor.
Özgür üniversite sitesinden alınmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder