Referandumda hayır-boykot?


Anayasa günlerce tartışıldı mecliste, sonunda anayasa mahkemesi ve oradan da referanduma kadar geldi. Şimdi söz sırası ‘millette’. Son günlerde örgütlerin iç toplantıları sonucu referandum konusunda hayır ve boykot olmakla beraber iki ayrı tavır ortaya çıkmaktadır. ‘Evet’ i hiç ele almıyoruz evetçiler devletin niteliğini ve neo-liberal programla bütünleşme konusunda hem fikirler ancak; burada asıl tartışılması gereken hayır ve boykot arasındaki fark. Neden böyle bir ayrışım oluşmaktadır.
Bundan sonrası için kafa karışıklığı ortaya çıkmakta. Boykot ve Hayır arasındaki farkı anlatabilmek tartışmayı açabilmek için iki soru üzerinde durabiliriz.

Bunlar; 12 Eylül anayasasına karşı çıkmak nasıl olur?

Bugünkü anayasaya nasıl karşı çıkılabilinir?

İlk soru; 12 Eylül anayasasına karşı çıkmak nasıl olur; delik deşik edilse de inkârcı, imhacı, eşitliksiz, gerici, anti-demokratik, faşist12 Eylül anayasası hiçbir şekilde desteklenemez hiçbir şekilde onaylanamaz ve değiştirilmesi dönüştürülmesi emeğin, işçi sınıfının anayasanın yazmak yaratmak ilk şiardır. Bu ön kabulle bakarsak referandum oluşan ve aslında her seçim döneminde de oluşan halkın siyaset konuşması ve politizasyonu, halkın sistemle kendi çelişkileri üzerinden bilinçlendirilmesi faydalı olmaktadır.

Ancak askeri vesayet altında oylanan, on binlerce insanın kanıyla yıkanmış anayasa yapan katillerinin yargılanması bu utancın ortadan kaldırılması önemlidir. Ama böyle bir yargılamanın önü açılmıyor. Lakin sivil bir anayasa olması başlı başına önemli ve yeterli sayılabilir ancak oligarşinin varlığından habersiz olmak gerekmektedir. Elbette Hayır diyerek 12 Eylül Anayasasını destekliyor gibi ya boykot dersek başka bir şey mi yapmış olacağız. Sonuçta Hayır a karşı Evet oyları sayılacak. % 50yi aşan kazanacak. Boykot sonucu etkilemeyecek. Toplumsal mücadelenin egemenler için tehdit barındırmadığı ve yeni işçi kitlesi ile yeniden üretimden kaynaklı hak mücadelesi üzerinden yeni yeni filizlendiği ortamda Boykot’un tarihsel bir özelliği de Laikler (statükocular) ve Siyasal İslamcılar (‘değişimciler’ ) kapıştılar biz karışmadık. Sözde biz başka alem isteriz şeklidir.

Referandum yeni sömürü araçlarının yasalaştırılması içindir. Anayasalar-yasalar egemen sınıflar açısından sömürü sisteminin hukuksal zemini oluşturulması için sürekli yenilenmesi güncellenmesi gerekmektedir. Söz konusu anayasayı belirleyende sınıf mücadelesi emek sermaye çelişkisidir.Bununla birlikte bugünkü anayasa sadece 12 Eylül anayasasını geliştirmek günümüz sömürü sistemine (neo-liberal politikalar) uygun şekillendirilmesidir. Birincisi 12 Eylül Anayasasına karşı gelmek referandumda anayasa değişikliğine hayır demektir.

Kürt hareketini ve ‘Kürt hareketi kuyrukçuları’ ni dışında bırakırsak boykot anlamsızdır. Bir dizi açılım lafından sonra TMK mağduru çocuklara dahi hiç yüzünü dönmeyerek tasarıda oligarşinin tam tekmil birlikte inkar politikalarına devam ettiği izlenmekte. ‘Boykot’ Kürt hareketinin kendi gücünü ve aslında ulusların kendi kaderini tayin hakkı konusunda bölgede sıfır oyla bu anayasayı hiçbir şekilde tanımadığını ortaya koymak istiyor.’sen beni tanımazsan ben seni hiç tanımıyorum’ diyerek tüm dünyaya kendisini gösterecektir. Bu koşulsuz desteklenmesi gereken bir tercihtir. Ancak bölge dışında oluşan referanduma boykot anlamsız bir evet destekçisi ofsayt pozisyonuna sokuyor boykotçuları.

Şimdi ikinci sorumuza geldik. Bugünkü anayasaya nasıl karşı çıkmalıyız? Önkoşul olarak tarih sınıf mücadelesi ile yazılır hukuk sınıf mücadelesi ile yazılır. Yani sınıf mücadelesi olmasaydı sosyal devlet olmazdı, sendika olmazdı, dernek olmazdı, sosyalist düzen hiçbir zaman kurulamazdı.

En ufak bir hak kazanımı, işçilerin işine geri alınması, çamurlu yolun asfaltlattırılması, maaşa zam talebi, sigorta talebi, temel ihtiyaçlara yapılan zamların geri alınması, HES lere karşı gelmek, barınma hakkına, eğitim hakkına, sağlık hakkına sahip çıkmak egemenlerin sömürü düzenine karşı gelmektir. Aslı astarı onların hukuk devletine karşı gelmektir. Anayasaya karşı gelmektir. Anayasayı boykot etmek onu tanımıyorum edalarına girişmenin yolu buradan hak mücadelesinden geçer. Neo-liberal politikalara karşı oligarşiye karşı emperyalizme karşı (geliştirebiliriz daha ) olmak bugünkü anayasaya karşı kendi haklarımızı koymaktır. Yani kendi anayasamızı koymaktır.

Bugün boykot demek ülke gerçeklerine ve yürütülen politikalardan habersiz bir fanusun içinde yaşamaktır. Üretim sürecinin esnekleştirilmesi ve yeniden üretim sürecinin piyasalaştırılması bugün egemenlerin öncekili sorunu ve bu hukuksuzluğu Anayasal hukuk zeminine çekebilmek için referandumda Hayır demek gerekir. Boykot diyerek bu dönüşüme kayıtsız kalınmaktadır. Kayıtsızlık bugün için geçmişe saygı üzerinden aklanabilir ama geleceğe olan ihanet olduğu da unutulmamalıdır.

12 Eylül 1982 Anayasasına da 12 Eylül 2010 Anayasasına da HAYIR diyoruz…

İlgili yazılar: SSCB ANAYASASI

                  Referandumda kim ne diyecek!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder