Demirtaş: Nijeryalılar 'evet' desin, biz boykot edeceğiz

       Cemil Çiçek’in ‘Nijerya’ya Türkçe öğrettik, Hakkâri’dekine, Diyarbakır’dakine öğretemedik’ sözlerini değerlendiren Demirtaş, ‘’Ne Kenan Evren anayasası ne de Tayyip Erdoğan anayasası, biz halkın anayasasını istiyoruz . Nijeryalılar ‘evet’ desin ama biz ‘evet’ demeyeceğiz” dedi
       Partisini, ‘terörden nemalanmakla’ suçlayan AKP’ye ve Başbakan Erdoğan’a seslenen BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partilerinin kapatılmasına, üye ve yöneticilerinin tutuklanmasına, katledilmesine, işkence edilmesine işaret ederek, “Nemalanmak buysa, Allah size iki katını versin” diye seslendi.
      BDP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, grup toplantısında yaptığı konuşmada gelişmeleri değerlendirdi. Gerçekleştirmeye başladıkları il başkanları toplantılarında partisinin ve halkın erken seçim dahil anayasa referandumuna hazır olduğunu gördüklerini belirten Demirtaş, “Bugün erken seçim kararı alınsa BDP hariç, iktidar partisi da dahil olmak üzere hiçbir parti örgütlü gücüyle ve motivasyonuyla seçime hazır değildir” dedi.
      Tutuklu 151 BDP’linin 18 Ekim’de duruşmalarının yapılacağını belirten Demirtaş, davada soruşturmanın hukuk skandallarıyla yürütüldüğünü ifade ederek, bu büyük duruşma için yapılan uygun salon hazırlığı ve dört ayrı ilde bulunan tutukluların Diyarbakır’da aynı cezaevinde toplanmaları talebinin Adalet Bakanlığı tarafından kabul edilmediğini söyledi. Demirtaş, “Buradan da anlıyoruz ki bu yargılama şekli bir yargılama olarak başladı. Şekli yargılama olarak da devam edecek. Biz arkadaşlarımızla birlikte o yargılamayı esastan sorgulayacağız. Duruşmaya, Türkiye demokrasisine katkı sunmak isteyen herkese katılmaları için çağrı yapmak istiyoruz. 18 Ekim’de büyük Diyarbakır buluşmasıyla Türkiye’de köhnemiş bu zihniyeti yargılamaya, herkesi bunun tanığı olmaya çağırıyoruz” diye konuştu.

SALDIRI KAMPANYASI
     BDP Yenimahalle İlçe binasının açılışı sırasında yakın bir yerden havaya ateş edildiğini, ilçe başkanının özel otomobilinin polis otosu yanında park halindeyken kundaklandığını, dün gece de ilçe eş başkanının evinin taşlandığını belirten Demirtaş, “Hükümet Ankara’nın göbeğinde nasıl böyle bir saldırının faillerini yakalamaz? İşte bu büyük bir işbirliğidir. Partimizin çalışmalarını engellemeye çalışanlarla, hükümet açıkça işbirliği içindedir. Partimize yönelik saldırı kampanyasında aktör hükümetin kendisidir. Partimize yönelik her türlü saldırının faili bizim açımızdan hükümettir” dedi.
     Anayasa Mahkemesi’nin değişiklik paketiyle ilgili kararını da değerlendiren Demirtaş, mahkemenin böyle davranarak, TBMM iradesine ipotek koyduğunu söyledi. Anayasa Mahkemesi’nin Erdoğan tarafından sürekli statükonun kalesi olarak görüldüğünü hatırlatan Demirtaş, “Statükonun kalesi sizin yaptığınız değişikliklerde hiçbir beis görmüyorsa, bu derin bir uzlaşmanın göstergesidir. Bu uzlaşmanın hani konu üzerinde ve hangi minvalde gerçekleştiği önümüzdeki günler yapılacak olan Kılıçdaroğlu-Başbakan görüşmesinde bir kez daha konuşulacak. Bu buluşmanın ‘terörle mücadele’ gündemiyle gerçekleşeceği ifade edilirse eksik kalınmış olur. Çok daha derin bir uzlaşmadan, derin bir ittifak arayışından söz etmek gerekir. Denize düşen yılana sarılır misali, iki statükocu güç yıllardır dayatılan AKP statükosu ile 80 yıllık CHP statükosu anlaşma noktasına gelmiştir” diye konuştu.
     “Anayasa değişikliği paketinde ne var” diye soran Demirtaş, “Bizlerin sandığa gitmesi için bizleri motive edecek, heyecan yaratacak ne var diye bakmak lazım; 12 Eylül sabahı darbenin yıldönümünde sandığa gitme niyetinde olanlara seslenmek istiyorum; sandığa gitmek için sabah evinden çıkacak olan emekçiler, işçiler, yoksullar, bu pakette gidip oy kullanacağız ‘evet’ veya ‘hayır’ oyu kullanacağınız bu pakette sizin için ne var? Kamu emekçileri için grev hakkı mı var, için sendika hakkı mı var, bu pakette oy kullanmaya gidecek olan Alevi yurttaşlar, sizin için ne var, evinizden çıkacak kadar zahmette bulunmanızı gerektirecek ne var, cem evleri için talep ettiğiniz ibadethane, din ve vicdan özgürlüğü mü var? Kürtler için ne var, Kenan Evren Anayasasının koymuş olduğu tek dil, millet, herkesi Türk, tek etnisiteden ibaret kabul eden bu anayasayı 30 yıl aradan sonra gidip onaylamanız için bir gerekçe mi var? Öğrenciler için ne var, parasız eğitim mi var, YÖK’ü mü kaldırıyor, sosyalist çevreler MGK mi kaldırılıyor? Ordunun vesayetine son mu veriliyor?” sorularını sordu.

NE EVREN, NE DE ERDOĞAN ANAYASASI

     “Bu nedenle iddia ediyorum, bu paketi boykot edecek olanlar ‘evet’ veya ‘hayır’ diyeceklerden fazla olacaktır” diyen Demirtaş, “Çünkü bu ülkenin ezilenleri elitlerinden fazladır. Çoğunluk ezilenler sandığa gitmeyecek, statükocu anlayışı mahkûm edecek. Bu boykot oylarıyla birlikte yeni anayasa isteyenler, kimliğine, diline, kültürüne saygı isteyenler ‘bu kadar milyonuz’ diyecekler” dedi. Demirtaş, AKP, CHP ve MHP’nin mevcut anayasanın ömrünü uzatmaya çalıştıklarını ifade ederek, “O gün AKP boykot edilecektir. Ne Kenan Evren anayasası ne de Tayyip Erdoğan anayasası, biz halkın anayasasını istiyoruz” diye konuştu.

ASIL DEVRİM 12 EYLÜLDE OLACAK

     Anayasa Mahkemesi’nin kararının ardından AKP’nin ‘Mahkeme Meclis iradesine saygısızlık yaptı’ şeklinde değerlendirmelerde bulunduğuna işaret eden Demirtaş, “Bunu söyleyen partinin parlamentonun iradesine ne kadar saygılı olduğuna bakmak lazım. AKP sekiz yıldır parlamentonun iradesini tanımamıştır. İktidarı böyle olanın Anayasa Mahkemesi de böyle olur. İktidar parlamento iradesini yok sayıyor, hakaret ediyorsa, Anayasa Mahkemesi az bile yapıyor” dedi. AKP’nin değişiklik paketine neredeyse devrim anlamı yüklediğine işaret eden Demirtaş, “Asıl devrim 12 Eylül günü olacaktır. AKP boykotun soğuk yüzüyle karşılaşacaktır” diye konuştu.

NİJERYALILAR EVET DESİN, BİZ BOYKOT EDECEĞİZ

      Cemil Çiçek’in ‘Nijerya’ya Türkçe öğrettik, Hakkâri’dekine, Diyarbakır’dakine öğretemedik’ sözlerini de değerlendiren Demirtaş, Çiçek için asıl problemin Kürtlerin Türkçe öğrenmesi değil, bunun yanında kendi anadiline sahip çıkması olduğunun altını çizdi. Milyonlarca Kürdün, bir Türk’ten daha iyi Türkçe konuştuğunu ama bunun yanında kendi anadilini de unutmadığını, inkâr etmediğini belirten Demirtaş, “Ünlü Türk büyüğünü’ rahatsız eden budur işte. Bu kadar ısrara rağmen asimile edilememiş olmasıdır. Dert budur. Bu şahıs burada hükümetin sözcüsüdür, hükümet adına konuşuyor. Eminim ki Nijerya’da Türkçe öğretirken şöyle bir şey dememiştir, ‘ey Nijeryalılar aslında siz Nijerya değilsiniz, siz Türksünüz, anadiliniz de Türkçe, siz dağlarda yürürken bilmem ne oldunuz da size Nijeryalı dedik’ herhalde bunu söylememiştir” dedi. Bin yıl daha geçse kimsenin Kürtlere kimliğini, dilini ve kültürünü unutturamayacağını vurgulayan Demirtaş, “Bu da dertte sizin içinizde kalsın. Biz böyle bir zihniyetin anayasasına gidip ‘evet’ diyeceğiz? Nijeryalılar ‘evet’ desin ama biz ‘evet’ demeyeceğiz, boykot kararımızı uygulayacağız” diye kaydetti.

AĞRI ONURSUZLUĞU KABUL ETMEYECEK

     Konuşmasında Demirtaş, AKP’nin halkı referandumda oyu ne olursa olsun sandığa gitmesi için 80 TL ücret verdiğini söyledi. Demirtaş, AKP il başkanlığının görevlendirdiği kişilerin kapı kapı dolaşıp insanların TC numarasını aldığını ve sandığa gitme karşılığında 80 TL rüşvet vereceğini söylediğini belirtti. Demirtaş, “Tencere, tava, kömür, kanepe derken Ağrı’da boykot sancısı tutan AKP, sandığa gideceklere rüşvet veriyor. Yeter ki sandığa gitsin, oyu önemli değil. Sayın Başbakanın haberi yoksa bilgisi olsun. Buna karşılık halkımız ne yapacak, o gün sandıkları boş bırakarak, o rüşvetin cevabını verecek tabiî ki. Böyle bir onursuzluğu kabul etmeyeceğimizi 29 Mart seçimlerinde anlamamışlar sanırım, bunu bir daha görecekler. Boykot konusunda en iyi cevabı da Ağrı halkının vereceğine inanıyorum” diye kaydetti.

CENAZELERİN HESABINI VERİN

      Gerilla cenazelerine yapılan muamelelere sert tepki gösteren Demirtaş, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’na bu konuda yaptıkları başvurudan cevap gelmediğini söyledi. Başbakan’ın, Bosna savaşından duyduğu rahatsızlığı dile getirdiğine, Gazze’de taş atan çocuğu alkışladığına ancak kendi ülkesindeki sorunlara duyarsız kaldığına işaret eden Demirtaş, “Cenazeler neden ailelere verilmiyor, çünkü tanınmayacak haldeler. Kimyasal maddelerle işkence yapılmış. İnsanlık kan ağlıyor bu büyük bir dramdır” dedi. Erdoğan ve İlker Başbuğ’a “Ya cevap verirsiniz, özür dilersiniz, ya da insanlığınızı sorgularız” diye seslenen Demirtaş, “Biz cenaze görüntülerini gizledik, çünkü izlemeye dahi gözler dayanamaz. Ama başbakanla genelkurmay başkanından tık yok. Bunun hesabını kim verecek elbette ki sen vereceksin. Elbette bir gün toplum barışa da kavuşacak o gün geldiğinde hepimizin birbirine bakacak yüzü olmalıdır. Aksi taktirde bu utanç tarihe yazılmak üzeredir. Bizim açımızdan bu onur meselesidir” dedi.

LİDERLER NEYİ GÖRÜŞECEKLER?

      Liderlerin görüşüp görüşmeyeceği konusunun geldiği noktanın Başbakanın yarattığı bir utanç tablosu olduğunu belirten Demirtaş, üç yıldır parlamentoda olmalarına rağmen henüz yetkililerin doğru düzgün bir araya gelemediklerine işaret ederek, “Çünkü Başbakan’ın hiçbir konuya ilişkin elinde çözüm projesi yok. İkincisi Başbakan herhalde kendini nimetten sanıyor. Bunun anayasal bir görev olduğunun farkında değil. Kendisiyle görüşmek isteyen partilerin kendisinin karakaşına kara gözüne hayran olduğun sanıyor herhalde. Çözümünüz olsaydı eminim ki şimdi kapı kapı dolaşıp, otuz partiyi de gezip anlatıyor olacaktınız” dedi. Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu ile bir araya geleceğine işaret eden Demirtaş, “Sorunu tanımla açısından henüz bir yeteneğe kavuşmamış iki parti ne konuşacak bilmiyorum. İkisi de askerden yeni geldi herhalde askerlik anılarını paylaşacaklar onu biliyorum. Başka ne konuşacaklar? Çünkü Kürt sorununu tanımlamada konusunda bile zafiyetleri var. Bu AKP’nin savaş cephesini genişletme çabasıdır. CHP’yi savaş cephesine katma çabasıdır. Ortada yangın var itfaiye arama yerine benzinciyle sözleşme yapıyorlar” diye konuştu.
       Demirtaş, AKP’nin BDP ile ‘terörden nemalandıkları için görüşmüyoruz’ gerekçesine de sert tepki gösterdi. Partileri üzerindeki baskıları hatırlatan Demirtaş şunları söyledi:
     “Sayın Başbakan bilmiyor olabilir, fakat bu partinin yirmi yıllık geleneği var. Demokrasi ve özgürlük konusunda çok ağır bedeller sonuçlar yaşamış bir partidir. Yedi partimiz kapatıldı, binlerce üyemiz infaz edildikten sonra, milyonlarcası işkenceden geçirildikten, yüz binlercesi tutuklandıktan sonra bu noktalar geldik. Ve halen bin 600 arkadaşımız tutuklu. Biz diyoruz ki, eğer bu nemalanmaksa, Allah size iki katını versin. Bizim bu savaştan payımıza düşen budur. Siz ne yaptınız, hele hele bölge milletvekilleri bakanlık yapanlar ne yaptınız, yıllardır bölgede yaşanan çatışmaların yarattığı ortamdan faydalanarak ihaleler ve atamalar dışında ne yaptınız? Köşeyi dönmedik, trilyoner olmamış yakınınız kalmadı. Bunu nasıl sağlıyorsunuz? Çünkü siz devletin iyi Kürtlerisiniz. Bu savaştan böyle nemalanıyorsunuz. Bu savaştan elde ettiğiniz çıkarlar yokmuş gibi BDP’yi suçlayıcı tavrınızla teşhir oldunuz. BDP’yi sorgulamak hiçbiriniz haddi değildir” diye konuştu.



ANF NEWS AGENCY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder