Meksika’da eyalet yöneticilerini, valileri ve yasama meclisi üyelerini seçmek üzere yapılan 4 Temmuz seçimlerinin sonuçları, 2012’deki ulusal başkanlık seçimlerine dönük ufak bir sismik kayma olarak kabul edilebilir. Seçimler Meksika’nın 31 eyaletinin 14’ünde gerçekleşti, 12 eyalette yeni yöneticiler seçildi. Kurumsal Devrimci Parti (PRI) altı eyaleti elinde tutmayı ve Zacatecas, Tlaxcala ve Aguascalientes eyaletlerini yeniden elde etmeyi becerdi.
İlk olarak, Kurumsal Devrimci Parti’nin sekiz yıllık kesintisiz yönetimini deviren Oaxaca eyaletindeki zafer ulusal bir peri masalını bir gecede gerçeğe çevirdi. Birbirinden oldukça farklı siyasal partilerin ittifakının bir araya gelerek PRI’ya kafa tutulabilmesine dair yaratılan bir tarafta küçümseyici saygısızlık ve diğer tarafta kararlı umudun ardından, Oaxaca halkı yerinden kalktı ve oyunu kullandı. Bu öyle haybeden bir oy da değildi, aksine çoğu kişinin, yolsuzluk, patronlar ve dehşetli yoksulluk nedeniyle tehlikede olan bir devletin şiddetine maruz kalmadan önceki son şans olarak gördüğü bir popüler boşalmaydı. Bu her şeyden önce Ulises Riu-karşıtı bir oydu.
Diğer eyaletlerde de karşı çeşitli uzlaşmalar dâhilindeki benzer koalisyonlar PRI’ya meydan okudu: Felipe Calderon’un Ulusal Hareket Partisi (PAN), Andres Manuel Lopez Obrador tarafından eski PRI’lılar çetesinden derlenmiş Demokratik Devrim Partisi (PRD) ve Uyum Partisi (Convergencia) ve İşçi Partisi gibi daha küçük partiler. Her bir eyaletteki bu koalisyonları tek bir hedefe yönelmekle birlikte tamamıyla pragmatikti ve o hedef PRI’yı yenilgiye uğratmaktı. Oaxaca gibi bazı eyaletlerde bu hedef, devletin hesap vermesi, dokunulmazlıkların kaldırılması ve yurttaş katılımı döneminin başlaması talepleri eşliğinde iktidara alternatif olan partilere dönük bir yönelimi de içeriyordu.
Koalisyonların başarısı, PRI’nın onyıllar süren yönetiminin nihayet devrildiği Puebla, Sinaloa ve Oaxaca’da açıkça ortadaydı. Ancak tek kaybeden PRI değildi: Zacatecas’ta Demokratik Devrim Partisi de (PRD) buna benzer yolsuzluk ve küstahlıkları nedeniyle kaybedenlerdendi. Tlaxcala ve Aguascalientes’te yine aynı nedenlerle bu sefer Ulusal Hareket Partisi (PAN) bozguna uğradı. PRI Tlaxcala ve Aguascalientes’te ufacık farklarla olmak üzere dokuz eyalet kazandı: Tamaulipas, Chihuahua, Veracruz, Quintana Roo, Hidalgo, Durango, Tlaxcala, Aguascalientes ve Zacatecas. Dolayısıyla halkın toleransının sınırına ulaştığı ve ulaşmakta olduğu ve partiye bağlılığın çok az anlam ifade ettiği sonucuna varılabilir.
Devlet başkanı Felipe Calderón ve onun devlet bakanı Fernando Gómez Mont da Sol’dan haz etmemelerine karşın koalisyonlar lehine çalıştılar. Burada söz konusu olan 2012 seçimlerinin iki büyük rakibinin PAN ve PRI olacağının beklenmesidir. Zafer konuşmasında Gabino Cue, PAN’ın koalisyona dâhil olmasına izin verdiği için Felipe Calderon’a şükranlarını sundu. Ancak aynı zamanda, 2006 yılındaki [başkanlık seçimlerinde –ç.n.] muhtemelen hileyle kaybeden Andres Manuel Lopez Obrador’a da teşekkür etti. Andres Manuel Lopez Obrador başkanlık yarışında Oaxaca’dan bir müttefik kazanmış oldu.
Nihayet ulusal çapta büyük mağlup ise Meksika Eyaleti mevcut yöneticisi, PRI’nın en iyi bilinen siyasetçisi ve PRI’nın potansiyel devlet başkanlığı adayı Enrique Peña Nieto’dur. Oaxaca, Sinaloa ve Puebla sadece eyalet yöneticisi olmanın verdiği destek değil halkın desteği açısından da onun açısından birer kayıptı: Meksika’da halkın oyuyla seçim olduğu üzere, vatandaşlar PRI’yı desteklemeye dönük isteksizliklerini her bir oyda belli ettiler.
Eğer yeni başkanı belirleyecek olan seçimler 2010 yılı Mayıs ayında yapılsaydı, Enrique Peña Nieto en yakın rakibinden yüzde 26 oranında oy fazlasıyla kazanmış olacaktı. PRI yöneticilerini ve ara dönem zaferlerini, yürütme erki üzerindeki yetmiş yıllık kontrolünü kaybettiği 200 yılından bu yana PAN ve PRD’nin başarısızlıkları üzerine inşa etmekteydi.
Şimdiyse PAN uyuşturucu kartellerinin ulusal denetimine, işsizleşmeye, zengin ve yoksul arasındaki büyüyen uçuruma ve Calderon’ın bunlara dair hiçbir şey yapamıyor olmasına bağlı yaşanan bir felaket gibi görünüyor. Calderon aynı zamanda ABD’yle görüşmelerinde de öncekine benzer bir dayanıklılığı gösteremedi.
Bu esnada, Andres Manuel Lopez Obrador kendisini anayasal başkan ve Calderon’u da makamı gasp eden kişi olarak adlandırırken, PRD, 2006 başkanlık yarışını Andres Manuel Lopez Obrador’un kazandığını iddia eden protestolarla karşı karşıya kaldı. Ardından PRI, PRD saflarına PRDli gibi davranan bazı kişileri düzmece biçimde sızdırdı ve bu kişiler fiilen Andres Manuel Lopez Obrador’un partisini elinden aldılar. Ancak Andres Manuel Lopez Obrador yeniden ortaya çıktı.
Andres Manuel Lopez Obrador, 2012 yılında toplumsal hareket ilkelerini benimseyen bir partinin arayışında olan bir kişidir. 15 milyon potansiyel seçmeni olduğu söylenir. Andres Manuel Lopez Obrador, “Bu, ülkenin dönüşüm hareketidir. 25 Temmuz’da Zócalo’da ülkeye dair önerdiğimiz alternatif projeyi, planı bildirmiş olacağız ve 2011’nin sonu, 2012’nin arifesinde İşçi Partisi ya da Uyum partisi ya da PRD ile oturup, onlara “işte burada, kurmamıza yardım edin” diyeceğiz. Eğer bu üç parti uzlaşırsa, bir adım ileri gideceğiz ancak olduğumuz yerde beklemeyeceğiz” sözlerini sarf ediyordu. Herhangi bir popülerlik anketini bekleyecek değildi.
“2012 için yürüyoruz, burası açık ve ülkenin dönüşümü için yürüyoruz. İleriye yol alıyoruz. Bunu, durumu açığa kavuşturmak üzere vurguluyorum çünkü bizler koalisyonların halkı PRI ile PAN arasında bir farkın olduğuna inandırmaya çalışan bu manipülasyonlarına izin vermeyeceğiz.”
Obrador, Oaxaca, Puebla ve Sinaloa’daki zaferlerin ötesinde Sol açısından PAN ile ittifak yapmanın bir hata olduğunu iddia etti ve “çünkü PRI ve PAN bir ve aynıdır … benim bakış açıma göre iktidarın mafyasıyla birlikte olan bu partilerle ittifaklar kurmayacağız…” sözlerini sarf etti.
Görünen o ki Andres Manuel Lopez Obrador, liderliğinin tasfiyesine karşın mevta olmuş bir PRD’nin sadık seçmenlerinin bir fark yaratabileceğine inanıyor. O aynı zamanda herhangi bir parti bağlılığı olmayan ve mevcut durumdan bıkmış sıradan insanlara karşı hatırı sayılır bir inanç da besliyor. Aynı esnada PAN ve PRD liderleri ise sadece Mexico eyaletinde değil, gelecek yıl seçimlerin yapılacağı Coahuila, Guerrero ve Nayarit eyaletlerinde de koalisyonlara devam etmeye hazır durumdalar. Nihayet, Meksika’nın en zengin insanlarının oluşturduğu oniki aile Meksikalıların siyasal ve ekonomik yaşamı üzerinde egemen oluyor. Ve bütün hepsi açısından oyun, iktidar politikasıdır, sosyal adalet değil.
[Upside Down World’deki İngilizce orijinalinden Soner Torlak tarafından Latinbilgi için çevrilmiştir]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder