BU BİR SAVAŞ KARARIDIR...

Devlet, faturası ağır olacak bir karara imza atarak yedi Kürt siyasetçinin adaylığını kabul etmedi. BDP'liler ‘Bölge’yi savaşa sürüklüyorlar. Parlamento derhal seçimi ertelemeli, gerekirse seçimlerden çekiliriz’ dedi

18 NİSAN DARBESİ
Devlet Kürtlerin iradesine ambargo koyarak, Meclis yolunu Kürtlere kapattı. YSK, Hatip Dicle, Leyla Zana, Sabahat Tuncel, Gültan Kışanak, Ertuğrul Kürkçü, İsa Gürbüz  ve Salih Yıldız'ın da aralarında bulunduğu 12 bağımsız milletvekili adayının adaylığını kabul etmedi. Daha önce de YSK, Ağrı bağımsız adayı olan Murat Öztürk’ü reddetmişti

SEÇİMLERDEN ÇEKİLİRİZ

Ahmet Türk: "Tamamen siyasi bir karardır, Kürtlerin demokratik siyasete katılımını engelleyen bir karardır. YSK'nin tek başına alabileceği bir karar değildir. Bütün çabalarımıza rağmen demokratik siyaset yolu Kürtlere kapatılmaya çalışılıyor. Karar hukukla izah edilemez. Bu karar seçimlere girmemizi engeller" dedi.

FATURASI AĞIR OLUR
Selahattin Demirtaş: "Siyasi sonuçları ağır olacak bir karara imza atıldı. Çok ince hesaplanmış. Siyasi sonuçları görülerek karar verilmiştir. Bir devlet komplosu ile karşı karşıyayız. Parlamento derhal toplanmalı, seçimi ertelemelidir. Bu dehşet operasyonu Bölge'de savaş için alınan bir karardır" dedi.

Yüksek Seçim Kurulu, aralarında BDP’nin desteklediği Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’nun bağımsız adaylarının da aralarında bulunduğu 12 kişinin adaylığını veto etti. Tasfiye operasyonu, DEP’lilerin Meclis’ten atıldığı 2 Mart 1994 operasyonunu hatırlattı.
YSK, bağımsız milletvekili adayları ile siyasi partilerin milletvekili geçici aday listeleri üzerindeki incelemelerini tamamladı. Adli sicil kayıtlarını inceleyen YSK, 12 bağımsız milletvekilinin sabıka kayıtları bulunduğunu öne sürerek adaylıklarını iptal etti. Yasak getirilen adaylar arasında BDP’nin desteklediği Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’nun Amed adayları Hatip Dicle, Leyla Zana, Sêrt adayı Gültan Kışanak, İstanbul adayı Sabahat Tuncel, Mersin adayı Ertuğrul Kürkçü, Xarpêt (Elazığ) adayı İsa Gürbüz, Colemêrg (Hakkari) adayı Salih Yıldız ve ESP adayları Çiçek Otlu ile Harun Özelen, Abdullah Kızılay, Şerafettin Efe ve Nezir Sincan bulunuyor.



Akla ziyan gerekçeler

Milletvekili seçilme yeterliliğini etkileyecek eski mahkumiyetleri bulunduğu gerekçesiyle veto edilenler arasında halen milletvekilliği yapan Kışanak ve Tuncel’in de bulunması kararın siyasi olduğunu gösterdi. Dicle, Zana ve Tuncel’in eski mahkumiyetleri nedeniyle sabıka kayıtları bulunduğunu öne süren kurul, Tuncel’in “Geçen seçimde milletvekili seçildiği tarihten hemen sonra adli sicilinin kayda girdiğini, bu nedenle bir önceki seçim döneminde yapılan incelemede sabıkasız olarak görüldüğünü” savundu. Kışanak’ın ise adli sicil kaydında evlenmeden önceki soyadıyla arandığında milletvekili seçilmesini engelleyecek sabıka kaydı çıkması gerekçe gösterildi. Agirî Milletvekili adayı Murat Öztürk de memnu hakları oluşmadığı için adaylığı red edilmişti. Böylece BDP’nin desteklediği 8 aday veto edilmiş oldu.
Kürtlere siyaset yolu kapatılıyor

Ahmet Türk, kararı haksız olarak değerlendirdi. Bunun YSK’nin tek başına verdiği bir karar olmadığını ifade eden Türk, iki arkadaşlarının milletvekili olduğunu, Hatip Dicle ve Leyla Zana’nın memnu haklarının geri iade edildiğini hatırlattı. Türk, “Bu karar siyasi bir karardır. Kürtlerin siyasete katılımını engelleyen bir karardır. Siyasi süreci engellemeye çalışan bir mantığın ürünü olarak değerlendirmek gerekir. Biz barışçıl bir siyaset gelişmesi için çaba gösterdik. Ancak bütün çabalarımıza rağmen demokratik siyaset yolu Kürtlere kapatılmaya çalışılıyor” dedi.

Kararın kaldırılması için çaba göstereceklerini aktaran Türk, kararın seçimi engelleyen bir karar olduğunu, sağlıklı bir seçimin yapılmasının önünü kapatacağını kaydederek, “Seçime girmemeyi de tartışacağız. Meclis yolunun tıkanması olarak görüyoruz” dedi.

Sırrı Sakık: “Bu karar yeniden şiddete davetiye çıkartmaktır. Bize daha hiçbir şey tebliğ edilmedi. Ne olduğunu, neye dayanarak yapıldığını bilmiyoruz. Bu hukuksuzluğa karşı çıkacağız. Bize dayatılmasına izin vermeyeceğiz.”

Sırrı Süreyya Önder: “Alsınlar Meclislerini ne yapıyorlarsa yapsınlar. Tek siyaset yapma alanı Meclis değildir. Bu irade tümüyle Meclis’e yansımayacaksa, gerekirse tümden çekilebiliriz. Bu bir siyasi operasyondur. Her fırsatta milyonlarca insanın oyunu Meclis’e yansıtmamak için elinden geleni yapıyor. Sonrası da ovadan siyasete insin deniyor. Olur mu böyle şey. Millet yutar mı? Bu irade kesintili olarak Meclis’e yansıyacaksa girmeyiz. Hangi meşruiyetle siyaset yapacaklar, alsınlar Meclis’i başlarına çalsınlar.”

Gültan Kışanak: “Türkiye Kürtlere siyaset yapma hakkı vermemiştir. Partimizin yetkili organlarınca görüşüp gereken itirazı yapacağız.”

Aysel Tuğluk: “Şimdiye kadar Meclis zeminini önemsedik. Bu karar Kürtlerin siyaset yapma yolunu kapatıyor. Siyasi bir yaklaşım söz konusu. Çatışmalı durumun önünü açıyor.”

Parlamento seçimi ertelemeli

YSK’nin ‘Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu’ adaylarını veto etmesine ilişkin Diyarbakır’da yapılan toplantının ardından bir konuşma yapan BDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İl binası önünde kararı protesto eden binlerce kişiye açıklama yaptı. Kararın siyasi bir karar olduğunu belirten Demirtaş, “Bu siyasi kararı alanlar, bu kararın altında kalırlar” dedi. Meclis’in toplanarak, bu durumu düzeltmesi gerektiğini belirten Demirtaş, seçimlerde çekilmekde dahil her seçeneği görüştüklerini belirtti. Demirtaş, parti organlarıyla yapacakları toplantının ardından birkaç gün içinde nihai kararın açıklanacağını söyledi.

Yüzde 10 seçim barajı gibi tüm hukuksuzluklara rağmen bağımsız adaylarını gösterdiklerini aktaran Demirtaş, şöyle konuştu: “Şimdi ortaya çıkan tablo şunu gösteriyor ki buna bile tahammül yok. Bu hukukla yasayla açıklanacak bir durum değildir. Gültan Kışanak ile Sebahat Tuncel, Sayın Hatip Dicle ile Leyla Zana’nın cezaları 2001’de tamamlanmış. Memnu haklarının iadesi YSK ceza mahkemeleri konumunda yer alıyor. Bunun altında başka siyasi hesaplar var. Bugüne kadar bütün hukuksuzluklara biz direnerek cevap olduk ve asla teslim olmadık. Halkın iradesini kırmaya dönük siyasi bir operasyondur. Halkımız bunun altında kalmaz. Bu siyasi kararı alanlar bunun altında kalır ve ezilir.”

Halk sokağa taştı

YSK’nin, 12 bağımsız milletvekili adayının başvurularını reddetmesinin ardından, AKP Diyarbakır il binası önüne yürüyen binlerce kişiye, polis müdahale etti.

YSK’nin kararından sonra BDP Diyarbakır İl binası önünden bir araya gelen binlerce kişi, BDP eski Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın yaptığı açıklamadan sonra, AKP il binasına doğru yürüyüşe geçti. AKP İl binası önüne gelen kitleye polis gaz bombaları ve tazyikli su ile müdahale etti. Müdahale, kitle de taşlarla karşılık verdi. Müdahale ile başlayan çatışmalar devam ediyor.

“Emek, Barış, Demokrasi Bloğu” adaylarının milletvekilliği başvurularının YSK tarafından veto edildiğinin açıklanmasının ardından aralarında BDP eski Eşbaşkanları Gültan Kışanak ile Selahattin Demirtaş, BDP Milletvekili Emine Ayna, DTK Daimi Meclis Üyeleri ve BDP PM üyelerinin de bulunduğu yüzlerce kişi BDP Diyarbakır İl binasına akın etti.

Van’da YSK kararına tepki

YSK tarafından 12 bağımsız adayın adaylığının iptal edilmesi Van’ın Edremit İlçesi’nde protesto edildi. Protesto gösterisinde konuşan BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, Kürt halkının baskılara boyun eğmeyeceğini belirterek, “Bu halk ne olursa olsun Özerk Kürdistan’ı kuracaktır” dedi.

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), aralarında Hatip Dicle, Leyla Zana, Sebahat Tuncel ve Gültan Kışanak’ın da bulunduğu 12 bağımsız milletvekili adayının adaylıklarının “milletvekili seçilme yeterliliğini etkileyecek eski mahkumiyetleri bulunduğu” gerekçesiyle iptal edilmesi kararı Van’da protesto edildi. Kararın açıklanmasının ardından Van’ın Edremit İlçesi’ne bağlı Yeni Mahalle’de bir araya gelen yüzlerce kişi ateş yakarak, “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganını attı. Protesto gösterisinden sonra mahallede halk toplantısı düzenlendi. BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, Bostaniçi Belediye Başkanı Nezahat Ergüneş, Edremit Belediye Başkanı Abdulkerim Sayan, BDP Merkez İlçe Başkanı Halis Çakır, BDP Van ve Edremit İlçe yöneticilerinin de bulunduğu yüzlerce kişinin katıldığı toplantıda konuşan Üçer, alınan kararı protesto ederek, kararın hukuki değil, siyasi olduğunu dile getirdi.

Üçer’in konuşmasından sonra gençler mahalle arasında uzun süre sloganlar attıktan sonra dağıldı.

ÖDP’ye de veto geldi
YSK, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP)’nin de seçimlere giremeyeceğine karar verdi.

Yüksek Seçim Kurulu’nun Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu’nun 12 bağımsız milletvekili adayı hakkında verdiği ve tartışma yaratan kararının hemen ardından yeni bir veto kararı daha açıkladı. YSK, ÖDP’nin de 12 Haziran’daki genel seçimlere katılamayacağını açıkladı.

YSK’nın kararına ilişkin açıklama yapan ÖDP Genel Başkanı Alper Taş ise, “Seçime girme hakkımız düşürüldü. YSK bizi evrakları düzenleme konusunda yanlış yönlendirdi” dedi. ÖDP, konuyla ilgili bugün basın toplantısı düzenleyecek.

Türkiye için saatli bomba

“Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu” adaylarının YSK tarafından veto edilmesinin “Türkiye için bir saatli bomba” olduğunu belirten Prof. Dr. Doğu Ergil, “Türkiye adına çok üzüldüm. Geldiğimiz aşama bu olmamalıydı. Türkiye’ye yazık ettiler” dedi.

YSK’nin, “Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu”ndan seçime girecek olan 12 vekil adayını veto etmesine yönelik tepkiler sürüyor. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğu Ergil, YSK’nin kararının siyasi bir karar olduğunu belirterek, Türkiye’yi zor günlere sürükleyecek bir oyun olduğunu söyledi. “Bu bir saatlik bombadır” diyen Ergil, “Türkiye adına çok üzüldüm. Geldiğimiz aşama bu olmamalıydı. YSK’nın yerine yeni adaylar olmadan kritik bir zaman diliminde bu kararı vermesi düşündürücü” dedi.

Türkiye’ye yazık oldu

Birilerinin oynadığı oyuna birilerinin alet olduğunu kaydeden Ergil, “Kimin bu sonucu alet olduğu önemli. Kimin bu komploya alet olduğu çok açık. Türkiye büyük bir tuzağa düşürüldü. Yasa maddeleri falan öne sürülebilir. Ancak siyaset bu ülke sorunlarına çözüm olmayan kurallara riayet etmez. Türkiye’ye yazık olmuştur” şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan’ın seçim beyannamesini açıklamasının bu kararla bir anlamının kalmadığını belirterek, “Vizyon 2023 değil 13 Haziran 2011 olmuştur. Ondan sonra çok tehlikeli günler gelecek” diyen Ergil, “AKP’nin vaatleri CHP’nin vaatleri bu komplo karşısında anlamsızlaştı. Böylesi bir kararı alanlar bunun sonuçlarına da katlanırlar” diye konuştu.
özgür-gündem alıntısıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder