Yaşamları parçalanırken, kaderleri birleşenler güvenceli iş, insanca yaşam için yürüyor.
Sermaye “krizden çıkıyor”, emekçilerin krizi büyüyor. Çalışma hakkını örgütlü güçleriyle kullanabilen işçilere yer vermeyen bir “emek cehennemi”ne sürükleniyoruz.
Tarımın yıkımı, kamu iktisadi teşekküllerinin ve temel hizmetlerin özelleştirilmesiyle milyonlarca insan mülksüzleştirildi, geçim araçlarından koparıldı ve toplumun neredeyse tamamı ücretli işlerde çalışmaya mahkum edildi.
İşçi sınıfının yüzyılı aşkın bir süredir elde ettiği bütün tarihsel kazanımlar ve mevziler yok edildi, çökertildi. Diğer taraftan eğitimden sağlığa, ulaşımdan içtiğimiz suya, ışığa ısınmaya kadar emeğin yeniden üretim alanında yaşanan büyük piyasalaştırma saldırısı emeğin tüm kazanımlarının ortadan kaldırılması anlamına geliyor.
Bu değişim süreci işçi sınıfını farklı istihdam biçimleri, etnik/dinsel ayrımlarla parçalıyor görüngüsü yaratsa da aslında tüm emekçilerin kaderini güvencesiz çalıştırma ekseninde ortaklaştırıyor.
Dünya ve ülkemiz emekçi sınıflarının yaşadığı bütün bu sorun ve dönüşümler, bir yandan da büyük bir mücadele ve örgütlenme deneyiminin oluşmasına kaynaklık etmektedir. Güvencesiz çalışma koşullarına karşı mücadeleler, güvencesizliğe mahkum edilen büyük yığınların özsel birliklerini ortaya koyuyor. Metal, sağlık, tersanecilik, inşaat, tekstil, belediye, eğitim, kara ve hava taşımacılığı, eğitim ve büro işkollarında güvencesizliğe karşı gelişen başkaldırılar emekçilerin gündemine damgasını vurmaya başladı. Birçok iş kolunda, başta taşeron çalıştırma olmak üzere güvencesiz çalıştırma biçimlerinin tümüne karşı direnişler ve mücadeleler yükseliyor ve her geçen gün yeni kazanımlara ulaşıyor. Tersanelerde, inşaatlarda, madenlerde, tekstil iş kolunda, hastanelerde ölümcül çalışma koşullarına karşı isyanlar toplumda geniş yankılar uyandırıyor.
İşten atılmalara, sendikasızlaştırmaya, ücretlerin ödenmemesine, keyfi muamelelere, angaryaya, ayrımcılığa karşı mücadeleler grev, direniş, işgal ve yaygın protestolar, yoksul halkın temel hizmetler için giriştiği mücadelelerle bütünleşiyor.
Bizler, tüm bir hayatın güvencesizleştirilmesine, esnek çalıştırmaya, taşeronlaştırmaya, sendikasızlaştırmaya karşı direnenler, mücadele edenler olarak, omuzlarımızın ve yüreklerimizin üzerinde yükselen bu süreci bilinçle ve dayanışmayla donatmak amacıyla ortak taleplerimizi ortaya koymak için yeni bir adım daha atıyoruz.
3 Nisan’da Ankara’da buluşuyoruz!
SOSYAL-İŞ
BİRLEŞİK METAL-İŞ
DEV SAĞLIK-İŞ
NAKLİYAT-İŞ
LİMTER-İŞ
SİNE-SEN
DEV MADEN-SEN
EMEKLİ-SEN
BASIN-İŞ
ENERJİ-SEN
PETROL-İŞ
HAVA-İŞ
TEK GIDA-İŞ
BELEDİYE-İŞ
TÜMTİS
DERİ-İŞ
EĞİTİM-SEN
SES
HABER-SEN
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ (TTB)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder