1. ve 2. MC iktidarları sırasında tarım satış kooperatifi birliklerine çok sayıda MHP militanının işçi olarak yerleştirilmek istenmesi çeşitli olaylara yol açmıştı. 1979 ara seçimlerini izleyen Demirel azınlık iktidarının kurulmasından sonra da aynı olaylar yaşandı. 1979 sonunda TARİŞ'te işten çıkarmalar başladı. Ardından MHP'li militanları toplu sözleşme ve yasa hükümlerine aykırı olarak işe almak isteyen genel müdürlük 22 Ocak 1980'de "arama" adı altında bir polis operasyonu gerçekleştirdi. Jandarma desteğinde panzerler TARİŞ'e girdi. İşçilere ateş açıldı. Bu operasyon, devletin, radikal toplumsal/siyasal insiyatifleri kırmaya yönelik operasyonlarından ilkiydi ve 3. MC Hükümetti'nin kendi iktidarını kanıtlamaya yönelik bir hamle olmasından dolayı da önemliydi.
İplik işçileri başta olmak üzere işçiler 22 Ocak'ta direnişe geçtiler. Direnişçi işçilerin 3 talebi vardı: Olaylarda polisin sorumluluğunun tescili, gözaltına alınan işçilerin serbest bırakılması, iş ve can güvenliğinin sağlanması. Direnişe, Çimentepe ve Gültepe gecekondu halkı da destek verdi. Ege Üniversitesi öğrenciler, "direnişinizi, direnişimizle destekliyoruz" diyerek yürüyüşe geçti. Olaylarda 8 polis-jandarma ve 60 öğrenci yaralandı.
DİSK yönetimi TARİŞ Direnişi'ni desteklediğini belirtmekteydi. Ancak bir yandan da direnişin çok büyük ve kanlı sonuçlar vermesinden çekiniyordu ve direnişin sonlandırılması için çaba harcıyordu. Bu doğrultuda, Tekstil-İş Başkanı Rıdvan Budak, DİSK Başkanvekili Rıza Güven ve Gıda-İş Başkanı Mehmet Mıhlacı'dan oluşan heyet işçileri direnişin sonlandırılması yönünde ikna etmeye çalıştı. Hatta direnişin sonlandırılması durumunda, DİSK'in bütün ülkede genel greve gireceğini belirttiler. Fakat bu öneri işçilerin sert tepkisiyle karşılaştı. Bunun üzerine Tekstil-İş Çiğli Şube yönetimi "Maocu ve Goşist" olduğu iddiasıyla görevden alındı. Sonra da direnişin odağı iplik fabrikasında, "DİSK'in ilkelerini benimseyenler", "genel grev" isteyenler sorularıyla bir oylama yaptı. Bu oylama sonucunda "genel grev 'Evet'" yanıtını, direniş sonlansın diye yorumlayarak bunu işçilere kabul ettirmeye çalıştı. DİSK, direnişin 31 Ocak 1980'de sona erdirilmesine karar verdi.
Direnişteki işçilerin öne sürdüğü üç talepten sadece biri, gözaltına alınan işçilerin serbest bırakılması talebi kabul edildi. Ancak devam eden direnişi kırmak amacıyla TARİŞ Genel Müdürlüğü, 7 Şubat'ta gazetelere verdiği ilanla üretime ara verdiğini duyurdu. Hemen ardından, 3000 işçi işten çıkarıldı, bazı üniteler tümüyle tasfiye edildi. İşçiler, yönetimin bu kararına üretimi sürdürüp, fabrikadan çıkmayacaklarını açıklayarak tepki gösterdiler. Çiğli ipek fabrikasının işçileri, fabrika kapılarını kapatarak barikat kurdular. Çimentepe halkı sokaklara barikatlar kurarak, mahalleye giriş çıkışları kapattı. Çevredeki semtlerden çok sayıda emekçi silahlarıyla direnişe katıldı. İşçilerle polis arasındaki çatışmalar tüm şiddetiyle devam ederken, TKP ile CHP’nin yöneticileri, işçilere yasalar çerçevesinde kalmalarını öğütlediler.
7 Şubat'ta ordu desteğindeki polisin saldırısıyla binlerce işçi gözaltına alındı ve karakollar yetmeyince Alsancak Stadyumu devreye sokuldu. İşçilerin direnişinin önüne geçmeye çalışan devlet, saldırılarını direnişe destek veren işçi mahallelerine yoğunlaştırdı. Evler tek tek basıldı ve insanlara evlerinde işkence yapıldı. 14 Şubat'ta, bu defa büyük bir saldırıya girişen devlet güçleri, 10 bin jandarma komandosu ve panzerlerle kapıları kırarak fabrika bahçesine girdiler.
DİSK yönetimi ayak oyunlarıyla direnişin 15 Şubat'ta bitmesini sağladı. Ancak saldırılar direnişin bitmesiyle sonlanmadı, 17 Şubat'ta direnişe destek veren semtlerden Çimentepe’ye yöneldi. Çıkan çatışmalarda üç polis öldü, yüze yakın kişi de yaralandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder