1991'de, Saddam Hüseyin, kendisine karşı ayaklanmış olan Şiilere ve Kürtlere karşı bir "Temizlik Operasyonu"na girişti.
Irak nüfusunun yüzde 20'sinden fazlasını oluşturan 4 milyon Kürt, soykırım tehlikesiyle yüzyüze kaldı.
İnsanlar, önüne çıkanı öldürerek kuzeye ilerleyen Saddam ordusunun önünden kaçmaya başladılar.
Zengin, yoksul, köylü, şehirli bir milyon insan, bir anda, yersiz yurtsuz, çaresiz bir göçmen topluluğuna dönüştü.
Yaklaşık 450 bini, hafızalarında Halepçe katliamının dehşetiyle, Irak-Türkiye sınırına yığıldı. Diplomatlarla politikacılar için kısa, can korkusu çekenler için fazla uzun bir tereddüt döneminden sonra, sınır açıldı.
"Kuzey Irak", çoğumuza "terör", "bölücülük", "sınır ötesi harekât", "kırmızı çizgi" gibi politik-stratejik lafları hatırlatıyor.
Haritalara bakınca, olsa olsa, farklı renkte taranmış bir bölge görüyoruz.
Haritalar, ağaçları topluca, yeşil bir leke olarak gösterir. Haritalarda dağlar soğuk değildir. Haritalardaki ırmaklar akmaz. İnsanlar ise, haritalarda hiç görünmez...
Çalışmayan linkler için yorum kısımına uyarıda bulunmanızı önemle talep ederiz.