Sürrealist Çoban Türküleri / Mayéra - DİNLE

Zazaca bir kelime olan Mayêra, anneden, yani kaynaktan gelen anlamını taşıyor. Onlar için ise, düşlerin buluştuğu bir mekan, ortak projeyi temsil eden bir isim oldu. Duymak istedikleri ses, çok eskilerden, çocukluğumuzun köy radyolarından, belki de daha da öteden, binlerce yıl derinden geliyordu.
Bazen gurbete yakılmış bir ağıt okudular:
Yola düşüp geldik Almanya’ya, Uzağımızda kaldı vatanımız,
Dağ çiçekleri gibi misafir oldun bize, Süleyman Amca…
Amêyme ginaymero Alama, Mara durî mend welatê ma, Zê çîçegê koyî bîya meymanê ma, Apo Sileman…
Bazen nazlı sevgiliyi çağırdılar:
Dağların güzel kızı, Dağ karanfilleri getir, Ah ne karanfili, Aşk ateşinden getir…
Sari sirun yar, Sari mehag per, Ah che inch mehag, Siro gırag per…
Bir sırrın peşine düştüler:
Melodisiz, sözsüz, sessiz bir şarkıdır, Ardımsıra dolaşan, Pirlerin Seyitlerin sesidir…
Ju kilama bê qeyda, Bê kêlam û bê seda, Mi dima fetelîna, Seda Seyîduna Pîruna…

Bir felsefenin karmaşasında kayboldular:
Nerde o yüreği temiz insan, Nerde güzel düşünceler peşinde koşan…
Kuyo o mordemo zerê pak, Kuyo o wo ke qesa rinde dima sono…
Mayêra… Kendi sürreal düşlerini söyledi şarkılarrında. Gerçek diye adlandırılan şeyin, insandaki iz düşümünü aradı.

...
Uzun yıllardır beraber sahne alan Serya ve Gulê, aralarına Umut Yılmaz’ın katılmasıyla, bu birlikteliklerini bir Albüm fikriyle profösyenel müzik hayatına taşımaya karar verdiler. Bir yılı aşkın özverili bir calışmanın ardından, Mayêra Düet albümü ortaya çıktı.

Albümün aranjörlüğünü Umut Yılmaz üstlendi, ve hemen hemen çoğu enstrumanı kendisi çaldı. Bunun yanı sıra Yasin Boyraz kaval ve erbanesiyle, Barış Boyraz gitarıyla albüme eşlik ettiler. Ayrıca bir parçada Ahmet Bektaş’ın ud taksimini duyabilirsiniz.

Zazaca, Kurmanci, Türkçe ve Ermenice parçaların yer aldığı albümde, kendi bestelerinin yanı sıra, Memed Çapan, Aram Tigran, Sabahattin Ali, Hayyam ve Ali Cemali imzalı eserleri de dinleyebilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder