Nuri Bilge Ceylan ve Seyfi Teoman'a açık mektup: Filminizi Kudüs Film Festivali’nden Çekin! –Filistin İçin İsrail’e Karşı Boykot Girişimi

Sayın Nuri Bilge Ceylan ve Seyfi Teoman,

Yönetmenliğini yaptığınız “Bir Zamanlar Anadolu’da” ve “Bizim Büyük Çaresizliğimiz” filmlerinin 7–16 Temmuz tarihleri arasında bu yıl 28.’si düzenlenen Kudüs Uluslararası Film Festivali’nde gösterileceğini öğrenmekten derin üzüntü duyduk.

9 Temmuz 2005'te 170′in üzerinde Filistinli örgüt, siyasi parti, sendika federasyonu ve kitle hareketi tarafından imzalanan Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar (BDS) Çağrısı, Filistin halkının vazgeçilemez hakkı olan kendi kaderini tayin hakkını kullanması için,
İsrail
1. Haziran 1967′de işgal ettiği tüm Arap topraklarındaki işgal ve sömürgeleştirmeye son vererek ve Duvar’ı sökerek;
2. Arap-Filistinli vatandaşlarının tam eşitliği için temel haklarını kabul ederek;
3. 194 sayılı BM kararında şart koşulduğu üzere Filistinli mültecilerin evlerine ve mülklerine geri dönüş haklarına saygı duyarak, koruyarak ve teşvik ederek,
uluslararası hukuk çerçevesindeki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirene kadar İsrail’e geçmişte apartheid Güney Afrika'sına uygulanana benzer şekilde boykot ve yaptırım uygulamaya çağırır.

BDS hareketinin kültür ve akademi ayağını oluşturan İsrail’e Akademik ve Kültürel Boykot İçin Filistin Kampanyası (PACBI), BDS Çağrısı'nın temel talepleri doğrultusunda İsrail işgal, sömürgecilik ve apartheid rejimindeki suç ortaklıkları nedeniyle İsrail akademik ve kültürel kurumların boykot edilmesini talep ediyor.

Güney Afrika’daki apartheid karşıtı kültürel boykottan ilham alan PACBI, tamamen ahlaki baskıya dayanıyor, siz sanatçıların ve bir de hayranlarınızın vicdanına sesleniyor. Salt sanatsal eylem diye bir şey varsa bile, İsrail gibi işgal, sömürgecilik ve apartheid uygulayan bir devlette festivale katılmak salt sanatsal eylem olarak görülemez. Niyeti ne olursa olsun, böyle bir eylem, uluslararası hukuka ve Filistinlilerin haklarına yönelik sürekli ihlallerini aklamak için hummalı çabalar içinde olan İsrail tarafından manipüle edilen bir çeşit bilinçli suç ortaklığı oluşturur.

1967 yılından beri İsrail işgali altında bulunan Doğu Kudüs'te 250 bin Filistinli, 2002 yılında inşasına başlanan Apartheid Duvarı ile Batı Şeria'nın geri kalanındaki kardeşlerinden tecrit edilmiş haldedir. Filistinlilerin karşı kaşıya kaldığı ev yıkımları, oturma izni (evet, Filistinliler anayurtlarında göçmen konumuna düşürülmüştür!) iptalleri, sürgünler ve keyfi tutuklamalar tüm hızıyla sürüyor. Batı Şeria'daki 300 bin yasadışı yerleşimciye ilaveten 200 bin İsrailli yerleşimci uluslararası hukuka aykırı olarak Doğu Kudüs'e yerleştirilmiştir. Bugün bu yerleşimciler, filminizin gösterileceği salonun çok da uzağında olmayan Silvan ve Şeyh Cerrah mahallelerinde Filistinlilere karşı ev ev, oda oda süren bir yerinden yurdundan etme savaşı yürütüyor.

Doğu Kudüs'ü Batı Şeria'nın geriye kalanından ayıran Apartheid Duvarı, Filistinlileri gelecekteki başkentlerinde, dini, kültürel, ticari ve eğitim merkezlerinden koparmaktadır. Filminiz gösterime girdiğinde Batı Şeria'dan hiçbir Filistinli o salonda bulunamayacak. Onlar, 44 yıldır İsrail'in askeri işgali altındaki Batı Şeria'nın en büyük kontrol noktası Kalandiya'da geçiş izni almak için işgal askerinin keyfini bekliyor olacaklar.

Kısa bir süre önce Roger Waters, Batı Şeria’da yükselen bu utanç duvarı hakkında İngiliz Guardian gazetesinde yayımlanan makalesinde:

"Hiçbir şey, o gün gördüğüm şeye beni hazırlayamazdı. Duvar, görülmesi gereken korkunç büyük bir yapı. Başka bir dünyadan sıradan bir gözlemci olan bana küçümser bir tavırla muamele eden genç İsrail askerleri tarafından korunuyor. Bir yabancıya böyle hissettiren duvarın, Filistinliler için ne anlama geldiğini tahmin edin"

diye yazmış ve sözlerini

"Sanatçılar, apartheid yıkılana ve Beyazlarla Siyahlar eşit haklardan faydalanana kadar Güney Afrika'da Sun City'de çalmayı reddetmekte haklıydı. Ve işgal duvarı yıkılana ve Filistinliler İsraillilerle hak ettikleri barış, özgürlük, adalet ve itibar içinde bir arada yaşamaya başlayana kadar - ki hiç şüphesiz o gün gelecek- İsrail'de çalmayı reddetmek hakkımızdır"

diyerek bitirmişti.

Tüm dünyadan vicdan sahibi insanların abluka ve işgal altındaki Filistinliler ile dayanışma göstermek için Yunanistan sahillerinden gemilerle, dünya şehirlerinden uçaklarla İsrail apartheidine meydan okuduğu bir zamanda sizi İsrail’in ırk ayrımı politikalarının ve savaş suçlarının üzerinin örtülmesi anlamı taşıyan kültürel etkinliklere katılmamaya ve Kudüs Film Festivali’nden filminizi çekmeye davet ediyoruz!

Filistin İçin İsrail’e Karşı Boykot Girişimi
9 Temmuz 201

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder