Sokak muktedire haddini bildirir

İktidar olabilir, yasalar çıkarabilir, polisinizi ve ordunuzu halkın üzerine salabilirsiniz. Ancak direnen bir halkın karşısında yapabileceklerinizin de bir sınırı vardır. O sınırı sokakta görürsünüz. 15-16 Haziran tam da bunun öyküsüdür
1970 yılında, DİSK’in fiili varlığına son vermek, işçilerin örgütlenme özgürlüğünü ellerinden almak için bir yasa değişikliği yapılmıştı. Yasa değişikliğiyle sendikaların işkollarında toplu sözleşme yetkisi ve konfederasyonların işçileri temsil yetkisi tüm çalışanların üçte birinin üye olması koşuluna bağlanıyor, üyelik için noter onayı şartı getiriliyordu.
İşçiler her gün daha da vahşileşen çalışma koşullarına karşı tek dayanakları olan sendikalarının ellerinden alınmaması için direnme haklarını kullanarak 15 Haziran’da sokaklara döküldü. 115 fabrikadan 75 bin işçi üretimi durdurarak eyleme geçti. İstanbul’un sanayi bölgeleri ve İzmit karayolu binlerce işçinin “Yaşasın işçi sınıfı, zincirlerimizden başka kaybedecek şeyimiz yok” sloganlarıyla iki gün boyunca inledi.
İşçilerin direnişi karşısında çaresiz kalan iktidar, sıkıyönetim ilan ederek şiddet kullandı. Polisin saldırılarıyla 4 işçi hayatını kaybetti. Yüzlerce işçi işinden atıldı, 162 işçi tutuklandı. Ancak direniş sonuç verdi ve yasa geri çekildi.

DİSK’e üye işçilerin örgütlerini korumak için başlattığı direnişe umudunu DİSK’e bağlamış Türk-İş üyesi işçiler ve sendikasız işçiler de katılmıştı. 15-16 Haziran Türkiye sosyalist hareketinin tarihi açısından hala büyük önem taşıyan bir dönüm noktası niteliğindedir.

15-16 Haziran büyük işçi direnişi, bugün onlarca işyerinde insanca bir yaşam talebiyle direnişte olan; taşerona ve güvencesizliğe karşı mücadele eden işçilerin önüne ışık tutuyor, yol gösteriyor.

Sendika.Org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder