“İnsanlar
kendilerine çeki düzen vermezse, Dünya hızla bir felakete doğru
ilerleyecek.” Bu cümle, çeşitli ülkelerden ve alanlardan bir grup
uzmanın imzasıyla dün Nature dergisinde yayımlanan bir araştırmanın
özeti.
Araştırmaya göre, Dünya 12 bin yıl önce buzulların çekildiği dönemden
bu yana görülmemiş değişikliklere doğru hızla ilerliyor. Bu süreçte
yaşanacak en kritik gelişmelerden biri önemli türlerin nesillerinin
tükenmesi olacak.
Berkeley’de bulunan California Üniversitesi’nde biyoloji profesörü
olan Anthony Barnosky, LiveScience’a yaptığı açıklamada, “Yüzyılın
sonunda Dünya’nın bambaşka bir yer olma ihtimali çok yüksek” dedi.
Toplam 18 kişilik ekibin bulgularını özetleyen Barnosky, yeni gezegenin yaşamak için pek hoş bir yer olmayacağını ifade etti.
“İĞNE DELİĞİNDEN GEÇİYORUZ”
Barnosky, “Bu değişim dönemini insanlığın iğne deliğinden geçmeye
çalıştığı bir uyum sağlama süreci olarak düşünebilirsiniz. İğnenin
deliğinden geçerken siyasi çatışmalar, ekonomik sorunlar, savaş ve
kıtlıkla karşı karşıya kalabiliriz” diye konuştu.
Uzmanlar iklim değişikliği, ekoloji ve Dünya’nın kırılma noktaları
üzerine olan araştırmaları inceledi. Sonuçta bazı eşik noktalarında
çevreye daha fazla baskı uygulamanın sonuç getirmediği, gezegenin bu
baskılara tahmin edilemez şekillerde yanıt verdiği ortaya çıktı. Bunun
da büyük küresel dönüşümleri tetiklediği ifade edildi.
Araştırmaya göre bu geçiş dönemlerinin en yeni örneği son buzul
döneminin bitişi oldu. Dünya 3 bin yıl içinde yüzde 30’u buzlarla kaplı
bir gezegenden bugünkü haline geldi. Mamutlar gibi birçok türün neslinin
tükenmesi ve ekolojik gelişmeler son bin 600 yılda meydana geldi.
Dünya’daki biyoçeşitlilik hala o zamanki seviyesine ulaşamadı.
DAHA HIZLI, ÇOK DAHA BÜYÜK ÇAPLI
Barnosky, bugün insanların neden olduğu değişimlerin buzulları eriten
değişimden çok daha hızlı ve büyük çaplı olarak gerçekleştiğini
belirtti. Sanayi Devrimi’nin başlangıcından bu yana atmosferdeki
karbondioksit oranının yüzde 35 arttığına dikkat çeken Barnosky, küresel
sıcaklıkların da hızla yükseldiğini belirtti.
Dahası buzul çağının sonunda yüzde 30 olan tarım ve şehir alanlarının
dünyadaki oranı yüzde 43’e ulaştı. Bu arada insan nüfusu da 7 milyara
ulaşarak sınırlı kaynaklar üzerindeki baskıyı daha da artırdı.
İNSANLIK KENDİ MEZARINI KAZIYOR
Bütün bu değişimlerin sonucunda ne olacağını tahmin etmek zor çünkü
uzmanlara göre “kırılma noktaları” Dünya’yı bilinmeyen bir bölgeye
götürüyor. Uzmanlar, geçmişteki dönüşümlere bakarak, birçok önemli türün
ortadan kalkacağını, bazı bölgelerde de türlerin yapısının değişiyor
olabileceğini belirtti. İnsanlar ise dünyadaki kaynakları, özellikle de
fosil yakıtları hızla tüketerek kendi mezarını kazıyor olabilir.
Barnosky, bunu önlemenin yolunun insanların elinde olduğunu ifade
etti: “Özetle, dünyanın 50-100 yıl sonra da şu anki gibi olmasını
istiyorum. Birçok insanın da aynı şeyi istediğini düşünüyorum. Şu an bir
kavşaktayız, hiçbir şey yapmamayı seçersek bu kırılmaları yaşayacağız
ve torunlarımıza çok daha kötü bir gelecek bırakacağız.”
Akşam gazetesi alıntısıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder