The Bambir (Seçkiler) - DİNLE

Bambir ve müzikle aşılan sınırlar
      'Taşın müziğini yapıyoruz' diyen Ermeni rock grubu Bambir, Ermeni müziğinin makamlarını rock müziğiyle buluşturuyor. İnsanların sınırlara ihtiyacı olmadığını belirten Bambir, "Elbette ki politikacıları etkileyebilecek bir gücümüz yok ama biz zaten bir şekilde insanlarla bir araya gelip sınırları aşmaya çalışıyoruz" diyor. 
       30 yıllık hikayesi olan bir grubun devamcıları olarak müzik yapan Bambir, "Bizi Türkiye'ye bağlayan çok şey var. Öncelikle Bambir sözcüğü. Bambir çok eski bir enstrüman. Eskiden kilisedeki rahipler ve dervişler bunu çalardı. Türkiye'de de sufiler aynı enstrümanı çalıyor. Türkiye'de Bendir deniyor. Ama şuan da bambir çelloya çok yakın bir enstrümana verilen isim. Yüzyıllarca vurmalı enstrümana verilen isim şimdi telli bir çalgıya verilmiş. 6 telli bir enstrümanmış çellodan farklı olarak" diyorlar.
       Eski ismiyle Jeninagan (Kümrü -Gümrük) şehrinde büyüyen Narek Barseghyan, Arik Grigoryan ve Arman Kocharyan, 9-10 yaşlarından itibaren müzikle ilgilenmeye başlıyorlar. Birkaç yıl geçtikten sonra bu daha profesyonel hale geliyor.
      Rock müziğin güçlü ve enerjik bir yapısı olduğunu söyleyen Narek Barseghyan, "Bizim yaptığımız müzikte de müzik aracılığıyla sizi iki dakika içinde 18. yüzyıla taşıyabiliyoruz. O dönemin makamlarına gidip o gücü alabiliyorsunuz. Bu durum müzik terapileri gibi bir şey ve birden bire farklı bir yüzyıla gidip oranın gücünden besleniyoruz" diyor.

      Arman Kocharyan, sanat yapmanın karşı duruş anlamına geldiğini ancak kendilerinin bu karşı duruşu bir görüş ile tanımlamadıklarını belirtiyor ve ekliyor: "Mozart'ın da karşı olduğu bir şey vardır, müziğinde barındırdığı başka bir sanatçının da o şekilde. Yapmış olduğumuz müzik farklı şeylere dair duruşumuzu sergileyen bir şey. Ama aynı zamanda Rock tamamen protesttir gibi bir şey de söylemek doğru değil. Evet gitarı çok manyak bir şekilde kullanıyor olabilirsiniz ama o müzikle aşk şarkıları da söylersin. Dolayısıyla sadece bu doğrudan tanımlama yapmak doğru olmayabilir ama bizim bir duruşumuz var."
      Narek Barseghyan ise şöyle devam ediyor: "Ermenistan'da da Türkiyeli grupların gelmesini çok istiyoruz bundan mutlu oluyoruz. Bu bir kere enteresan ikincisi de çok geliştirici bir şey. Eğer bir ilişkiniz varsa oradan çok zenginleştirici bir şeyler alırız hepimiz.
      Aslında baktığınızda bu iki bölge kültürel olarak bir birileriyle çok yakın yerler. Bunun bir örneği Gomidas. O, bu topraklarda yaşamış, Anadolu'yu ve çok daha doğusunu da gezip Türkçe, Kürtçe, Ermenice şarkılar derlemiş bir insan. Ortak bir kültürden besleniyorsunuz. Bu ilişki olmadığında bu tür çalışmalar yapmak imkansız oluyor." (yazı etha.com alıntısıdır.)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder