Mem û Zîn, Ahmed Hani'nin (Kürtçe:Ehmedê Xanî) 17. yüzyıl'da yazdığı ünlü manzum eseri. Kürtçenin Kurmanci lehçesiyle yazılmıştır.
Birbirine aşık olan ancak kavuşamayan iki gencin trajik öyküsünü anlatır. Bu hikâye milattan çok önceden bu yana halk arasında söylenen ve mitolojik nitelik kazanan bir destandır. Ozan bu destandan ilham alarak o hikâyeyi kendi çağının yaşantısına göre somut bir kalıba dökmüş, çağdaş bir uslupla yazmıstır. Bu suretle hem destanı kaybolmaktan kurtarmış, hem de insanliğa ölmez bir eser armağan etmiştir.
Bu eserde Mem ve Zîn'in aşkı etrafında çağının yaşantısını, o zamanın sosyal, kültürel ve idari durumunu da güçlü bir maharetle tasvir etmiştir.
İyiliği, doğruluğu, suçsuzluğu, zayıflığı ve çaresizliği Mem ve Zîn'in şahsında toplayarak; kötülüğü, dalkavukluğu, fitneciliği ve ikiyüzlülüğü de Bekir karekterinde somutlaştırarak gözler önüne sermişti.
(Kürtçe)
« Zîn bi findê re di peyive
Dem,şem'e di kir ji bo xwe demsaz Ey hemser û hemnişîn û hemraz Herçendî bi sohtine wekî min Emma ne bi gotinê wekî min Ger şibhete min te ji bi gota De min bi xwe dil qewî ne sohta » | (Türkçe)
« Zîn muma sesleniyor
bazen mumu ederdi kendine muhattap ey sır ve oturma arkadaşım,baş arkadaşım gerçi yanmak yönünden benim gibisin sen' fakat konuşma yönünden benim gibi değilsin eğer sen de benim gibi söyleseydin benim de gönlüm fazla yanmazdı » |
(Eserden)
Filmi izlemek için tıklayınız. |